İhtar yemekleriDünya bir bakır sahan kalaylamasan zehir kanayan bir yara ihtar yemeği kovalar günler birbirini kandiller kadir geceleri Recep Şaban Ramazan oruç ibadeti hayır hasenat iftar yemekleri kalemim pervasız der ki bu şiir ihtar yemeğidir buraya kadar şiirin hikayesi masalı ise şöyle masalın ortasından doğar güneş sabır sınırından döner kös kös günü geçmiş sözcükler konuşula konuşula temcit pilavı gibisine köprü altı çocuklarının neşesi olmuştu düş nasılsa bedava olan bir o vardı anlamsız bir neşenin soğuktan uyuşturulmuş hisleriyle gecenin ayazının azizliği hangisi daha acıtır soğuk mu kimsesizlik mi demek kanatır şu köhne hayatı bile acının farkına varılmaksızlığıyla titreyerek denize koşuyor - çimiyorlardı düş denizinde sonra şehri yaktıkları o büyük ateşte köprünün altında ısınıyorlardı yaktıkları ateşte sözde -düş sokağının çocukları yanan ateş bir büyük mangalmışcasına iştahların yerleştirip bir güzel ızgaraya afiyetle yediklerini içlerinden safra olup fışkıran çocukluklarının masumiyeti hayali misafirleri babaları ve kardeşleri bu koyu keder bile sabah doğan sevecen güneşle çimmeye çimlenmeye mani olmadı o gün düş çocuklarına az mı yazdık ve sonra unuttuk- sözler az mı kirlendi sözlükten çıkarılmalıydı sokak çocukları hem çocuk hem sokak sokak analı babalı çocuklar için oyun yeriydi akşam olup yerler kilitlenene kadar hoyrat hasım eli silahlı bıçaklı döğüşçünün hışmıyla gök gürültüsü şimşek yıldırım ayaz olup kara geceyi örterken üzerlerine uyuyamadım her aklıma düştüğünde kıyıldı içim ince ince gece zenci kadından olan sarışın güneş doğ bir an önce ve ısıt onları sobele onları oyun başlasın ne de olsa çocuk onlar kanarlar her bir şekilde düşündükçe benim de kanayan yaramdır ihtar yemeği içimi acıtır onlar açlarken iftar yemekleri Yüksel Nimet Apel 21/Şubat/2014/Cuma/Bodrum |
Yan yana da pek hoş durmuyorlar.
Neyse efendim kutlarım yazan yüreği ve emeğini
Gönlüne ömrüne bereket
Sağlıcakla