Ey anılar, ey aynalar duyun beni, görün beni
Gün ışınlarıyla işlenmiş bir çiçeği
her gece koparıp bastırıyorum gögsümün üstüne dindirsin diye yüreğimdeki sızıyı sen ay ışığıyla süslenmiş penceremde gece gözlü güvercinimsin cigaramsın, hasret çatlağı dudağımda nefes nefes gögsümde koşan atlar yoruldu vuruldu yüreğimi taşıyan kanatlar buz tutmuş bir zaman diliminde dünyanın ilk şiircisiyim belki yorgun ve yaralı üstelik şair olduğumu da kimse bilmiyor kayıp düşler ülkesinde, en çok yaralı, hüzünlü bir kadını sevdiğimi de her ihanete şiirler yazıp her gece bir köşeye sızıp kaldığımı da.. sararmış eski resimlerde kaldı gül gülüşlü günler kırgınım şimdi kırılmış dal gibi eski yıllar gibi yorgun ve yaralı göğsümde iflah olmaz acılar bütün derinlikler sığ bütün sözcükler iğreti yüzüm, gözüm hüzün yanan yüreğime su taşıyan güvercinim yok artık kötü zamanların yitik öyküsü hayatım ne gitmeler kaldı ömrümde ne kalmalar ne sevenlerim ne de sevdiklerim kaldı acıtıyor beni böyle yaşamak ey anılar, ey aynalar duyun beni, görün beni hangi anıya sığınsam düşer yaprakları bir bir yoruldum artık her gece bir anıya sarılmaktan Nuri CAN |