BIR LEYLA HİKAYESİ
Bu bir Leyla hikayesi....
Leyla, her sabah hüzün eker yüzünün coğrafyasına.. Siz deyin 15 ben söyleyim 30 yaşında... Hiç sığanmamış saçları.. D/okunulmamış hiç, daha anadan üryan gezer bağrına bastığı yalnızlıkları... Leyla, tabirsiz bir yazgının başında yahut ortasında... teyellenmemiş, gülüşlerine haciz değmiş, sövülmüş,dövülmüş,bezediği çiçekleri el yordamıyla sökülmüş ezilmiş,örselenmiş günler taşır sırtının kamburunda.... Ah Leyla, kirpiklerinden sürmeli şiirler sarkıtan Leyla... Bilmez misin...??? Giden ve hiç gelmeyenin, ihanetin,yakılmış kandırılmış günlerin, çiğnenip atılmış dünlerin çetelesi tutulmaz aslında... Ki tutulsa, hiç unutulmasa insan bakamaz bir daha aynadaki yansımasına... Ve sustu Leyla, Bir daha ve son kez daha bastı düş kırıntılarına.. Lâl bir şarkıya bırakıp kendini, ve hiç bulamadan ömrünün dengini... Kendi içinde müebbete mahkum edip bekareti bozulmamış sevişlerini, sakladı Leyla avuçlarına ölü doğmuş bilmem kaçıncı şiiri... Dedim ya bu bir Leyla hikayesi... Leyla kim mi...? Leyla, benim sürmeli kadınlarımın yalnızca birtanesi.. Yadigar Öztürk Yaman |