kara tren
hayat resim çizmeye benzer.. ama en güzel ressamlar aslen heykeltraşlardır.. çok severler ve asla yaptıkları heykele bir yüz çizmezler..
sevginin semalarında martılar gezinir usulca her biri ötekisinden az biraz alacaklı martılar altından bir orman, bir nehir ve bir ülke akar hatta bazen o koskocaman ve kara trenler.. ve rayları takip eden yolcusu da unutmaz onları gökyüzü seyre dalar ve tüm içindekilerle vagonlar arası uçuşları yere çok yakındır lakin yolcununda düşleri bir o kadar uzaktır.. buranın halkı bilmez buranın zenginliğini herkes kendi evinim misafiridir yıllardan beri hadi yolcunun başka seçeneği yoktur da izler, ya bunca martı bu kapkara trenden neyi bekler? sonsuzluğun kucağında çaresizlik tek haykırıştır.. ve bazen en yüksek sesle bile anlatamadığın oysa tek satırdır.. bunca martı en acı olaylara şahitlik eder kimbilir bir bekledikleri vardır belki, bir insan saflığıyla bunca martı bu kapkara trenin bir parçasıdır aslında olaylara tanık olan, kopan, her çığlıkta gökyüzünde ağlayan, zavallı martılar tek tanıktır.. her vagonda başka hayatlar vardır kimileri manzara karşısında düşünceli ve ağlamaklıdır, bir çocuğun babasından kopuşu, haykırışı ve ağlayışı.. ’bırakma’ deyip o kara trenden babasına son kez sancıyla bakışı, unutulur mu bu kara trende yaşananlar? içinden ağlayan, dertlerini martılarla paylaşan yolcular.. unutulur mu kara trende kendinden uzaklaşanlar? zamanında uzatsan ellerini tutardım haykırmak yerine, usulca sarılırdım.. babam derken seni gururla anardım ve inan bana şu an ağlamazdım.. BAZEN GİTMEK GEREKLİDİR.. |