BOŞLUKMecidiye alt geçidinde kollarını açmış bekliyor Boşlukların en bencili Hiçbir boşluk sevmedi bu kadar bu bedeni Kendime dahil nereye dönsem yürüdü üzerime Beyni yok Ruhu yok Kalbi yok Hırkası bol rozeti çok Ne yıldızlar ne atmosfer ne yeryüzü kaldı Nasıl yaşanabilir’ki? Boş zaman kokuyor evren Kıyısında sırat gibi incecik çizgi Günlerimi düşürüp düşürüp yuttu Kayan kalabalıklar da büyüttü onu Kulağımı yırtıyor gürültüleri Boşluğa yazıyorken boşluğu Bir hayal saldırıyor boşluğa yırtılarak yüzü Aldanış toplamışım uzun süredir Farkına varırken yanıltıcı görüntünün Dün yeni doğan Sevgiyi düşürdüm oraya Yeni bir boşluğa taşındım sonra Kahinin bilemediği Bilinmezliklerin ipucu’da kayboluyor Boşluğun kabusunda Herşey gibi heryerde boşluk Bir tarafıma daha kıyarken Erkenmi tüketiyorum? Bir defalık yaşanılan hayatı... Habersiz itileceğim yerde tekrarlarımı Süzdürecek sular Boşluğa dönüşen sahnelerin hazin Çırpınışlarını izleyeceğim Öylesine bir dürtüde mevcut ancak Eriyen duvarların arasındaki Kapıyı çalmak |