Rize ve Karadeniz
Âşık İSLÂMİ:
Resûlûllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdular “KİM (beş vâkit) FARZ NAMAZIN ARKASINDAN ÂYETÜ’L-KÜRSÎ’ yi OKURSA O KİMSE, DİĞER NAMAZA KADAR ÂLLÂH’IN ZİMMETİN DE(himâyesinde)DİR” (Hâdîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr) BÜTÜN İNSÂNLAR PEYGAMBERİMİZE ÎMÂN İLE MÜKELLEFTİR Âdem Aleyhisselâm ile Havva vâlidemiz ve şeytan hepsi Cennet ’ten indirildi Yeryüzüne indikleri zaman Âllâhü Tealâ, kendilerine TEVBE’nin kabûlünün icâbı olarak şöyle buyurdu: Dedi ki: “İnin ora dan hepiniz Sonra benden size ne zaman bir hidâyetci (Resûl veyâ kitâb gibi herhangi bir delîl) gelir de kim o hidâyetçimin izinde gid erse (ona tabî olursa) onlara bir korku yoktur ve mahzun olacaklar onlar değildir” (Bakara Sûresi, 38 Âyetin Meâli) Âllâhü Tealâ herhangi bir zamanda gelen hidâyetine tabî olmala rı şartıyla bunu vaad etmişti İşte Âdem Aleyhisselâmın tevbesinin semeresi olan bu vaad kıyâmete kadar devâm eder Böyle bir hidây ete nâîl olan kimselerin Muhammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) E fendimiz’in Peygamberliğini inkâr etmeleri düşünülebilir mi?... “ Onlara bir korku yoktur ve mahzun olacaklar onlar değildir” sır rına mazhar olmak için bir müddet sâlih mü’min olarak yaşamış ol mak kâfî değildir Onda sebât edip hüsn-i hâtime ile gitmek yani Âll âh’a îmân ve amel ile kavuşmak da lâzımdır… Bunda bir de “Ve onl ar ki hem sana indirilene îmân ederler, hem senden ewel indirilene …”(Bakara Sûresi, 4 Âyetin Meâli) şartı da vardır Dünyâ ve ahrette ebedî sâadetin,ahîrete îmân ve bütün peygamberler ile beraber Mu hammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem)Efendimiz’e ve ona indirilene îmân edenlere mahsûs olduğu da tebliğ kılınmıştır Muhammed Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem)Efendimiz’in Peygamber liğinden ewel, Âllâh’a ve ahret gününe îmân eden ve sâlih amel ya panlar bile TEVRÂT ve İNCÎL’in hükmünce istikbâlin büyük Peygam berine îmân ile mükelleftirler Buna işâreten: “Ahdime vefâ edin ki ahdinize vefâ edeyim…” (Bakara 40 Âyetin meâli) buyurulmuştur Böyle olunca Muhammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz P eygamber olarak geldikten sonra onu inkâr edenler arasında hakîki îmân erbâbı bulunduğunu tasavvur etmek imkânsızdır YAYLADAN İNDİK DÜZE RİZE VE KARADENİZ Hamidiye zırhlısıyla denizden Serpuş için bombayı atanların Giydirip, İslâmi kimliğimizden Ayırıpta homoya tapanların O zırhlı hangi düşman bir milletin Malıydı ki Rize’ye tevcih ettin İşte millet cuhapa etiketin Kimyası bozuk bu, şarlatanların Ebûceddi homo bu tereslerin Ocakları sönsün putperestlerin Çukurda bitlenen everestlerin Mazlumun malını kapatanların İSLÂMİ der: haine gönder belâ Dinsiz ve imânsız bunca budala Ateş yağdır başlarına ewelâ Milletin başına put yapanların Hamidiye zırhlısından Kara deniz hırslısından Bombaların hızlısından Rize: kurşuna dizerim Dedi yaptı dediğini Açtı imân gediğini Ali Şükrü Fediğini Meclisiniz de ezerim O bedbahtlık gecesinden Haya iffet peçesinden Homoların nicesinden Bahsedenlerden bizarım Bu gün RİZE’nin dünüdür Kurtuluşunun günüdür Kutlu bayram düğünüdür Üzerlerinde nazarım İlâhidir bu mu’cize Sana nasib oldu Rize Kutlu olsun ülkemize Puta, tapana kızarım Yıllardır ülkede putlar Nasara yılbaşı kutlar İşgal edince mangurtlar Akideleri bozarım Hırlayan fosil sesinden Yüz yıllık kirin pisinden Temizleyip üstesinde Geleceğini sezerim İşte Rize, misâl bize Dört kıt’a yedi denize Hakim olmak için vize Verdiğinizi yazarım Asker benim ben askerim Yan bakanları ezerim Yaratanın izni ile Kürrei arzı gezerim Hakla batıl karıştıysa ince eler sık süzerim Eşrefi mahlukat yaftam İlâhi nizâm düzerim Mü’minleri sevindirir Münkiranları üzerim Allah, Resûl hakkı için Tek tek kurşuna dizerim Domuz cinsi sürü sürü Allah bizimledir yürü Süpürde çöplüğe kürü Beli kurşuna dizerim Biliyorsun aziz millet Yahûdi denilen illet Elbabda yaptığı zillet Sıtratejiğe rüzgârım Senin karşındaki düşman Besletip ettiğin şişman Besleyenler zaten pişman Ciğerlerine sızarım Besmeleyle işimize Başlayınca çıktık düze İSLÂMİ’den ülkemize Selâmı gülle düzerim İŞTE KÂFÎRİN DOSTLUĞU Ne PYD ne PKK ne DEAŞ ABD AB hain güruha baş Yahudi hatırına attığı taş Arzı mevudadır yaktığı ataş Hem yakıp hem yaktırdılar Yularları yaktırdılar Uşaklara baktırdılar Bak ha Suriyeye gardaş Otlattılar meralarda Beslettiler haralarda Dedim siz buralarda İlelebed sürer savaş Bu meydanda kahramanım Perdak vuran pehlivanım Ey müfteri düşmanlarım: Ebabile olmuşum taş Döktükleriniz kanlarım Aldıklarınız canlarım Karşınızda fidanlarım Hesab verin yavaş yavaş Gördüğünüz boy verenler Katlettiğiniz erenler Höt denince geberenler Ebû ceddinizdir kallâş Suriye’lerde Irakta Ne işin var bu durakta? Ölümün çekiç orakta Birde onun ile dalaş Hep karşınızda duranlar Hesabınızı görenler İSLÂMİ’ye el verenler Âzrail ile arkadaş |