DÜŞTÜ
Kerem yandı Aslı Hanın aşkına
Ocağına ataş düştü kül düştü Mecnun Leyla diye döndü şaşkına Kısmetine sahra düştü çöl düştü Gözlerim yollarda kulağım seste Dost beni bıraktı demde heveste Turna gökyüzünde kumru kafeste Bülbüle de bir dikenli gül düştü Poyrazoğlu möhlet dolduğu zaman Vaktiyle saati geldiği zaman Herkes nasibini aldığı zaman Bana parça parça bir gönül düştü Ahmet Poyrazoğlu ********************* Ahmet POYRAZOĞLU ********************* 1951 yılında Van’ın Erciş İlçesinde doğdu. Karakoyunlu Türkmenlerindendir. Âşıklık geleneğini sürdüren bir aileden Güllü Hanım ile Enver Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi. Coşkun olan soyadını Poyrazoğlu mahlasını alınca değiştirdi. 8 çocuklu bir aileden geliyor. 2 çocuk babası. Dedesinin kardeşi şairdir. Büyük abisi Haydar Giryani ile birlikte diğer abisi Ömer Ummani de saz çalar türkü söylerler. Baba tarafı Varak soyundan gelmektedir, Güney’den Antep dolaylarından gelmişler. Anne tarafı ise Ercişli. Asıl mesleği öğretmenlik olan Ahmet Poyrazoğlu, gözünü ozanlık geleneğini sürdüren bir ailenin içinde açtı. Öyle ki anne ve babası kavga ettiklerinde türkülerle atışırlardı. Abisi Âşık Ummani nedeniyle yörenin ozanları evlerine sürekli gelip giderlermiş. Özellikle Erzurum ile Kars yöresinin ozanları gelirmiş. Bu bağlamda Emrah ve Emin Cihani’den etkilenir. Ercişli Emrah, Âşık Davut, Emin Cihani, Mehmet Çağlar yörenin diğer ozanlarıdır.Haksızlıklar, hukuksuzluklar üstüne; doğaya duyarlı, çevreci konularda yazıyor ve söylüyor. Şiir yazma yetisini doğuştan aldığına inanıyor. Köy odalarının yerini sahneler alınca, yöresellikten de çıkıldığına inanıyor.Erguvan Yayıncılık’tan kitabı çıktı. Beğendiği ozanlar arasında, Şeref Taşlıova, Feryadi, Mürsel Sinan, Feymani, Fuat Çerkezoğlu gibi ozanlar bulunuyor. Türkçeye âşık olduğu için Poyrazoğlu soyadını seçti. Konya, Sivas, İstanbul ve daha bir çok yerde etkinliklere katıldı. Dereceler aldı. Bağlamayı kendi kendine öğrendi ve sazı uzun sap çalıyor. Atakan Çelik eserini okudu. “Yücedağım yağar bana kar o yandan”, “Taşlara çaldım bağrımı ezem dedim ezilmiyor” piyasada hala okunan türküleri. “Bizim yaylaların yeli eser inceden inceden” adlı derlemesi bir çok sanatçı tarafından okundu. Çok sayıda plak, kaset ve cd si var ve doğaçlamayı önemsiyor. Atatürk, Van, Sivas, Orhangazi, Selçuk Üniversitelerince hakkında akademik çalışmalar yapıldı, tezler hazırlandı. Pek çok televizyon ve radyo programlarına katıldı, reklam filmi de yaptı. Bir çok gazete ve dergide hakkında yazılar yayınlandı. ********************************* DÜŞTÜ Seviyorum dedim, biraz utandı Nazlı yârin, yanağına, al düştü Öyle ki gönlüme sevgi katandı Sanki dudağından, söze bal düştü Seven sevdiğini, almıyor niçin Haydi kolay ise siz yardan geçin Samanlık seyran ya, sevenler için Payımıza hasır, bir de çul düştü O, aşk duygusunu, güzelle tattım Mutlu olmak için, bir adım attım Tutunmak üzere, elim uzattım Bu bahar da bize kırık dal düştü Güneş kavurmasın o beyaz teni Sakınırım canan kendimden seni Ben onu sevdim de, ama o beni Desene bize de, yine fal düştü Sevenler zevk ile, gülüşüyorken Şanslılar hedefe, ulaşıyorken Herkes kotra, yatla dolaşıyorken Bizim bahtımıza, köhne sal düştü Neye yarar yoksa, aşkın visali Bakın hele çoktur bunun emsali Hani dut’u yemiş, bülbül misali Sustu konuşmuyor, dile lâl düştü Atmalı insanlar ürkülerini Yenmeli mutlaka, korkularını Lüzumsuz der sen de, türkülerini Alıp sazı ele, bize çal düştü Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |