GÜN BATIMLARINDA
’’Gün batıamlarında’’
umarım sen de yalnız şuan oturmuşsun deniz kenarında akşamın sihirli ışıkları inerken yorgun gözlerine şarkılarda sonbaharın en güzeline vurulmuşsun gibi... hicazın serüveni başlar hazır mıyız bilmem güzel bir gün batımında uzanan sahilinde kızaran yüzün eser kalmadı gündüzlerden karanlıklara doğru düşer düşler her bir kum tanesi kadar sessiz dolu yığınla sevgin eline işlemeli bir çay bardağı esir kalmıştır artık akşamın demlenen saatlerinde hüzzamın derinliğine iner usulca, kanun taksimi gizliliğine bürünür hazin duygularımız seni anar dururum mehtabında... sıcaklığınla dokunğum tenine gündüz ellerimi tuttuğunda o an idi mutlu olduğum damla damla içtiğim aşkını uşşak şarkıları süslüyordu bir an kayboldum sandım aldı götürdü beni maziye doğru suskun denizlerin mavi gözlerinde huzur buldum denizlere sürdüm tutsak bakışlarımı... kemanın güzel sesiyle otantik bir gece martılar uçuşur dalgalar arasında balıkçıların ağına takılır gözlerim aşkın notaları sahile vururken şarkılar söylenirken nihaventinde... mağrur uykusuna yaklaşır hüzzam şarkılarıyla gece misler gibi dağılan gül kokuları tutam tutam goncasını derlerken sahillere vurur dalgalar sonsuz sayılarda o mis gibi yosun kokularını güzelliğine bayıldı deniz gün batımlarında... Behçet Bük 1631/7.12.2016/18.00’’Eskişehir |