Ökkeş
Lan Ökkeş
Üçbuçuk Delibozuk Albızlar canını alsın Kazırgan otağın olsun Dizmanlar üzerine otursun Uçmağa varsın emi? Canın tamuya... Ulan Ökkeş Mavzerlere gelesin Dilin saç narında soluklansın Sen kâh ölmeyesin de Cennete baktığında imren Cehenneme baktığında ağıtın tutsun Ökkeş, delibaş Bilir misin hevesle dolup Gönenecekken İnsan neye kızar? Boynu altında kalıp Soluğu tükenesice, Ömrü Fizan’a yetmeyesice Ökkeş Geberesice Kötü ev çıkarası it soyu Tuğladan minyon Gebeş boyu Sana bakarım da yareler azar Ökkeş Soy artığı, sidik zoru, insan kıtlığı Keşlerim tuttu yine Yine ellerim karıncalanmakta Karıncalanmakta bacaklarım Ökkeş, sen ayık ben pek keş Düşüncelerden, ayrılıklardan; yamanlardan... Ayrılıklar bir olsa yanmam Yanmam Ökkeş, bin biri de, bir solmasa Solmasa günü bilir miydik, söyle Söyle Ökkeş, tamburamın zilleri çalmakta Çalanla seyrediş belki, bezmi âlemi bulmakta Sen yaralanmayı bildin mi Ökkeş, bildin mi? Bildiğin, göz kırpmış suvarilerden ödünçlüklerdir Ödünçtür yaşamın, iğreti yoklarla aşkınken her biri Biri sulta yemiş dayaksız, biri boza pişirilmiş ayaksız Ayakları sürür iken, tutuşan başları bildin mi Ökkeş? Her senin gibi doğanı ve her doğuranı, doğurtanı sayma Sayma adamdan Ökkeş, insan suretli gelirler de geçerler Geçtiği yerler, çekirge sürüsü geçmiş gibi vahşi Vahşi giderler toz dumandan kalır arbedesi Arbede tasallutla kalır, son duadır reşidesi. Bilmez bunlar Ökkeş, ziyan kılışlar keşidesi Ökkeş, anan mısır tarlasında, püskülü okşarken Ok gibi mırlanır, dualar tutardı seni, bereketle Bereketle allar, pullar, kınalar yakıp kurbanlar keserdi Keserdi de seni; yolu yordamsıza doğuracağına Doğuracağına Ökkeş, bir defi hacet bıraksa iyiydi İyiydi Ökkeş, hiç değilse bir nebatata yarardın Vay üç buçuk Ökkeş vay, yine değişmişsin Değişmişsin çulu çaputla, asortik gözlük Gözü devrik, yolu çevrik, sürü kabadayısı Gözünde kaçmış gümanlar, oturduğun yer ahır sekisi, Sekide çağırdığın, İstanbul türküsü Türkü bile yakışmaz eline yüzüne, dolama diline Dilini de sevmedim Ökkeş dilini de, kargacık burgacık 04.08.2009 Albız: şeytan Kazırgan: Kötü ruh, kötü ruhla ilgili olmakla kötü ruhların gittiği kapalı karanlık yer olan cehennem çukuru. Kazırgan otağı olmak: Cehennem yurdu yuvası olmak. Dizman: Uzun boylu iri yapılı kötü kişilikli ruh, şeytan Tamu: Ateş çukuru, cehennem Uçmağ: Ölüm, Ölmek Kötü ev çıkarmak: iyileşmez yaralar içinde sürüne sürüne; inliye inliye ölme. Bezmi âlem: Dünya şurası Keşide: Düzenlenmiş, düzgülenmiş, hamiline (nama) sevk. Fizan: Gidilecek yer dendiğinde ilk akla gelecek olan durak. Libya’nın üç bölgesinden birisinin adı. |