YARENLE İSTANBUL'DA
Bir yaz mevsimi
Japon gözlü sevgilim ve ben Aşka yelken açtık Geziyorduk seni Şehr-i İstanbul ! Güzelliğine aldanarak İşte o yaz yani geçen mevsimi Biz birlikte yaşadık Şimdi de yaşıyoruz ayrı kalarak Senin polis olmanı istemezdim Bir de benden sonra başkasının olmasını Polis olmadın olmasına ama Bir başkası şimdi sana benden daha yakın Bir de suçmuş gibi affetmedin beni Sen istemeden suda pişmiş mısır almışım ya Geçen yaz gönlün deli çağında Her şey mutena, her şey tadında Ta ki mevsime ayrılık düşene kadar Üniversitelisin Üniversitenin uzun kıvrak yolları O kıvrak yollar Sanki ayırmamış değillerdi beni Sevdiklerimden vakti zamanında Suç üniversiteli olanın mı ? Yolların mı? Suç uzak yollarındı oysa Şimdi sen üniversitelisin terkeden Ben değilim terkedilen Ben rolümü iyi oynarım sende öyle İşte geçmiş yaz Hangisini anlatsam İlk gezintimiz vapurda Haliçte martılar Balık ekmek tekneleriyle yan yana Bir boğaz trafiği Sandallar, şilepler, vapurlar Martı sesleri, içimin hisleri Kalkış düdüğüyle Karışır dalgaların sesine Karşı iskele Kadıköy Dikkat ! İnerken düşme denize Aman Allah’tan atletiksin İyi aşıyorsun engelleri Bir hamle de atlayarak Sonra bir çingene kız yanaşıyor Peşin sözleri Al gülü sevindir sevdiğini Bak kapmışsın bir Japon sevgili Muhabbetin ortasındayız konu nişanlılık Ne güzel anlatmış Ziya Osman Saba Şiirinin adı “nişanlılık” Bende bir muziplik havası Ben sevdiğimle sevdiğimce El ele kol kola Sen kurallarınla tutma,sarılma Nişanlılık şiiri bahis konusu ortada Bak onlar el ele kol kola Gezerlermiş bu diyarda Söyledin bir fark var arada Onlar nişanlı Sorularını sıraladın ardı sıra Sen benim neyimsin ki söyle hele ? Sözlüm müsün ? Nişanlım mı ? Yoksa kocam mı ? Ben de bir muziplik havası Onlar değilsem de sevgilinim Gerisi tatlı tartışma İstanbul gözlerde canlı tarih Sarayburnu, Gülhane, Ayasofya Sultanahmet, meşhur köftecisi İçinde yok boş iskemlesi Aradık da zar zor bulduk Nasip oldu bize böylece köftesi Yerebatan sarnıcının Kurulu iskelesi, loş ışıkları İçinde damlar başımıza suları Suda yüzen balıklar San ki candan kana halkalar Dilek diye suya atılan liralar Benim koleksiyonuma konu olurlar Romantiklik orada bende arada Gözüm gözlerine dalar Gözüm o günlere dalar Gözüm o anları arar İki gözüm seni arar İstanbul belediyesi çalışıyor Ağızlarda bu slogan Haliç’in öte yanında Minyatürkpark derler yeni bir mekan Orada Osmanlı ! Koca tarih; Onları an An da tarihte kalanlara yan Hadi sevgilim ! Şurada banklar Oturalım Resimlerdeki halimizin keyfine dalalım Baktın beğendiğin resmimi aldın Bende baktım, beğendim, alamadım Piyerloti derler Haliçte bir mekan Seyrediyorsun güzelliği Haliç kadar Uzun ince dardır yolu Eyüp Sultan’dan çıkınca Yorgun argın kaldık yokuşunu çıkınca Dondurmamızı paylaşmıştık orada Canım ! Bir kaşık sana bir kaşık bana O an nadiren romantik olsan da O gün çok yorulmuştun Derdin yürümekten yana Bense hiç yorulmamıştım İlk günün inadına Hatırlarsın yürümekten Ayak parmaklarım patlamıştı ya İstanbul ay parçası Gezsen gezmekle biter mi ? Bir yan Beşiktaş bir yan Galata Kabataş, Boğaz, Boğaz seferleri Bir anda biz o seferin yolcusuyuz Seferde oynak şarkılar tıngır mıngır Sen yerinde duramıyorsun Kanın kaynıyor, Kanım kaynıyor Çok sıcaksın. Şimdi son demleri yazın Sarıl sevdiğim ! Gün bizim Sonrası ? Sonrası Akşam Gençlikte bir yaz gezintisi Geçti şimdi gözlerimden sessizce Ve dilimden bu satırlar döküldü Sevdiğim şimdi sensiz sessizce |
şiirlerini takip ediyorum devamını bekliyorum