Yıllar yıllı çektirdin hasretini bedenime
Hani bacası tezek dumanıyla tüten
Sobalı evlerin vardı işte onun manevi
Sıcaklığı yoktur dünya üzerin de
Kuşların eşeklerin tavukların kedilerin vardı
Şimdi arıyorlar o günleri oysa ne güzelde
Öter di tabiatın gerçek sesleri

Yaşlı teyzelerin vardı yaşlı dedelerin
Nasıl da yaşına bakmadan gençlere taş
Çıkarırlar dı şimdi ise nerede o günler
Der gibi kendilerine susuz meydanlarını
Seçip çaresizce ölümü beklemekteler

Her dönemde olduğu gibi küçük
Çocukların vardı üzerinde giyecek
Elbisesi olmayan ayağında yırtık ayakabıları
Bulunan cennet kokusunu taşıyan
Tatlı yaramazların onlar da kayıplar dalar

Analar vardı nasıl da taşırlardı odunları
Nasılda yaparlardı bazlama börekleri
Kokardı buram buram işte köylerimiz
Gelinlik kızlar vardı nasıl da sevinirler di
Doğup büyüdügü yerde gelin olduğuna

Gençler vardı gençlerin vardı nasılda
Caminin yolunu tutarlardı nasıl da ibadet
Ateşiyle tutuşurlar dı çeşmelerin vardı
Nasıl da berrak berrak akardı
Adeta dertlere çare oluyormuş gibi

Sokakların vardı dar ve geçilmez
Sevdan vardı hiç bitmemiş içimiz de
Hala küllenmekte seni hep sevdik
Sevecegiz bugün de yarında lütfen
Köylerimize sahip çıkalım saygılar

İbrahim KANDAMAR
06.02.2007