Halep İstanbul’un İkiz Gardaşı
Söyle ey kör vicdan Halep’te bugün,
Arşı titretirken mazlumun ahı, Devri bittiğinde bu fani mülkün, Nereye gömersin bunca günahı? Yakıp yıkılırken şehirler, yurtlar, Seyre dalan göze kör denmedi mi? Körpe kuzuları yutarken kurtlar, Hesabı çobandan sor denmedi mi? Hani bu sürünün çobanı nerde? Ya kimi tutup da sormalı hesap? Zalimin payitaht olduğu yerde, Esedler, Yezidler olmaz mı kasap? Ki her gün Kerbela ve her yer Halep, Gönül coğrafyamda kan ve gözyaşı. Ya hayat ya mezar, ya hiç ya da hep, Bu gövde taşımaz gayrı bu başı. Gökyüzü çatlayıp yarıldığında, Zillet dilemezse sendeki yürek. Halep’te çocuklar vurulduğunda, Kendi çocuğunu hissetmen gerek. Ebrar mı, füccar mı olmak diledin? Kayıtta değil mi yoksa melekler? Vicdanını nefsine mi uladın? Halep’te ölürken taze bebekler. Sen böyle değilsin, bu olamazsın! Külünü kaldır da közün görünsün. Halep kan ağlarken sen gülemezsin! Keşfine yönel de özün görünsün. Şanlı tarihimin kadim sırdaşı, Sana arz ediyor derdi, sorunu. Halep İstanbul’un ikiz gardaşı, Sen ise Fatih’in asil torunu… |