Nasıl yanar tutuşursa ocağında alev alev yemyeşil bir dal işte öylece bir hâl kölesiydin tutkunun o gece kucağında...
Ömrünün ilkyaz mevsimi çiçekleri ateş sarısı yemyeşil bir mimozanın bahardaki dalı gibi anımsıyorum seni?!
Melanie, gözlerin maviaşk denizi yüzünde güneş, saçların altın sarısı kıvrım kıvrım dolanıp sarmış yüzünü güneşin en yakıcı koronası...
Sen yanar tutuşursun ateş ile barut gibi iki insan olur da yan yana yanmaz mı Otel Nisa’nın odası?!
Yatağımız masumane dil döktü bize karbeyaz çarşaf sıcaklığımıza muhtaçtı sevindi havlu üstüne serildiğimize kar üstünde kırmızı bir gül açtı!
Hey gidi hey, gençliğim nerede; iki arada bir derede ne çabuk geçti yirmi yıl, kırkına merdiven dayadın şimdi!..
Yüzüne bir daha baktım saçların kıvıl kıvıl, altın sarısı bir daha aktım gözlerinde mavi denize anılar mirasımız geçmişten geleceğimize...
Şaban AKTAŞ 30.11.2016
ÇAYLAKÇA
1. Haydi bakalım acemi çaylak bir elinde rakı dolu bardak bir elinde sigara dalıp gitme öyle şiir diye alkolik natürmort hülyalara! Rakının yanında meze ham hum şaralop değil masada böyle yer içer isen hep yazdığın kitaplar olsa da olur olmasa da!..
2. Yem attım kuşlara bu sabah sen de nasibini al dokun dokunabilirsen ancak kuşların konabildiği yürek surlarına!
O/sur ki kokusu sende kalsın dumanını yeller alsın haydi hemen şimdi(!)
Geç klavyenin başına alfa & beta’dan başla dokun a,b,c tuşuna ’osuruktan tayyare selam söyle o yâre!’(!)
3. Sur dediğim, bir kaosun başlangıcı sır içinde sır engine uçup giden gönül kırlangıcı!..
Neymiş o; boyacı küpü ayda bir, yılda on kitap bu da bitti, son sayfa bir ön bir de son hitap son kitap da tas/tamam(!)
Ha babam de babam patır patır, pütür pütür pıtır pıtır pıtrak gibi yazmakla da şair yazar olunamaz! Oldum diyorsan oku bakalım yazdıklarını tane tane, teker teker kaçı kaba, kaçı naneli şeker; hangisi geliyor ipe sapa, basmadan evvel kitabı bunları da koy hesaba!
5. ’Ben şair olurum!’ Diyor isen o başka biraz sıcaklık olmalı kanında insanın, aşka düşmeli yürek aşka!
Aşk olmaz sigara kibrit çakmakla gönül kadehi dolmaz rakıya su katarak gevşetip sözün damarını arısütünü cıvıltmakla!
Aşk, yüreğini eze eze güneşe çıkıp aylarca, yıllarca geze geze, aşkın seki genizi yakar sırrında aynanın acımasız bir zeka kokar!..
Şaban AKTAŞ 01.12.2016-16.55
PİŞTİ
Aşkı gönlüme düşensin Aşı külünde pişensin Hem yüz yüze hem biz bize Kâlp kâlbe tam pişti sensin!
Kupa kızı kâlp hırsızı Bağrımdaki derin sızı Ay ile ÇolpanYıldızı Kaş- göz / kâlbe düştü sensin!
Mercan çiçek al bir demet Yandı mı can, kâlpten evet Sana bu aşk ile davet Gün dağları aştı sensin!
Arayıp da beni bulsan Binbir gece gelin olsan Boynumda dolanıp kalsan Dile masal düştü sensin!
Deli deli tepeli de Kulakları küpeli de Kaç yıl geçti öpeli de Takvim yaprak düştü sensin!
Şaban AKTAŞ 01.12.2016- 13.46
Fotoğraf. Şaban AKTAŞ Mercan Çiçeği
SİMİT
Çıtır çıtır taze gevrek Mis kokulu susamlı Ne güzeldi eskiden; Ne kokusu kaldı Ne de eski susamı! Şimdiki susamlar Mini minnacık Kabuksuz Çin malı, Ortası yine delik Simit eski simit değil, Anlayamadık bir türlü Nedir bu kepazelik?!
Bana, beni anlayan, iyi ve güzel Canımca sevdiğim bir eş Mevsimine göre bir de Dünyayı değiştiren güneş O zaman daha çok severim Tüm insanlar ile dünyayı Yıldızları ve ay’ı Kendimi ve hayatı; Hayat dediğimiz şey evrenle Bütünleşebilmek kardeşkardeş!..
Şaban AKTAŞ 01.12.2016
Çocuklar için :) CİK! CİK!
Kuş ne ile beslenir Ottan çöpten Börtü böcek Tohum yer, çiçek yer Yer tohum, yer çiçek! ’Kuş olsam?!’ diyeceğim; Ne bileyim, ne yiyeceğim?!
Kuşlara bakıp Yediğini yesem Dediği kulağımda; Kuş gibi ötüp Cik! Cik! mi desem?! Cik! Cik! de Cik! Cik! Cik! Cik! de Cik! Cik! Annem beni besler Annem benim biricik! .. (Annesi şu kuşa ses ver!)
Şaban AKTAŞ 30.11.2016
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
SONSUZ UYKU
Kendi kendinizi mi yaktınız Yok muydu sizin hiç aklınız; Diyemem, ağlarım çocuk Yok işte bizim size böyle Bir soru sorma hakkımız!
Çünkü biz insanız Yüreğimiz sevgi dolu Kabemiz, kıblemiz insan Yolumuz karanlık değil Atamızın güneşli yolu; Yaşasaydınız siz ona Belki ’ Kafir, dinsiz!’ deyip Küfredecektiniz!
Bir gün büyüyüp de siz Belki yolda bizi görseniz ’Komünist, ateist!’deyip Allahü Ekber çekip Vuracaktınız boynumuzu!
Çünkü siz çocuksunuz Bilim yerine hurafe(??) Bilemezsin ne tarafa; Ermez, eremez henüz Eğriye doğruya aklınız!
Ne o, niye öyle Garip garip baktınız Kim uyandırdı sizi Ateşi siz mi yaktınız Kendi kendinizi mi Cayır cayır ateşe attınız Kader mi bunun adı, Allah kulunu yakar mı Yakar seyrine bakar mı Cehennemi cenneti Yoksa siz mi yarattınız?!
Dediklerimi duydunuz Haydi gidin şimdi O çocuksu gülüşleriniz ile Sarılın düşlerinize, Yangınların Cehennemî sıcağında değil, Birbirinizin kucağında Sonsuza dek uyuyunuz!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MELANIE DENİZİ - II şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MELANIE DENİZİ - II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Selam ve saygılarımla ...