Yenik düştük
Sarı dut yaprakları düşerdi ,
Kerpiç evin, beton damına, Ahşap pencerelerden bakardık, Bir serçenin faka basışına, Peşi sıra kovaladı, Çocukluğumuz , gençliğimizi . Ayrılık, kırgınlık , yorgunluk bilmedik Yokluk hiç yük olmadı varlığa, Gözyaşı yalnız akmadı asla, Hem de bu kadar karanlığa, Ne kapalı tutuldu kapılar , Ne de ardında oldu konuşmalar , Ne paraya , Ne de yokluklara, Ne mevsimlere, Ne de günlere Yenik düştük, Sadece, Çocuk ruhumuza girenlere... |
Ne mutlu ki, paylaşacak birileri olmuş her zaman gözyaşlarını. İnsan, her türlü zorluğa direnç gösterebiliyor hayatın içinde. Hep bir mesafe bırakıyor, dış dünya ile arasına. İnsanı koruyan önemli faktör, mesafe. Çok az insanla arasında mesafe bırakmıyor ve iç dünyasının kapılarını sorgusuz sualsiz açıyor.
Bazen, bu kapılardan teker teker geçerek çocuk ruhuna dokunan insanlar, o ruhu çok fazla incitmeden dokunup gidiyor. Bazen de, kolayca kapılardan geçmenin şımarıklığı ve vefasız kişiliğinden dolayı çocuk ruhunu elinden geldiğince hırpalıyor.
Muhtemelen kendileri de acımasızca hırpalanmış olan bu kişiler, giderken kapıları da hızla çarpıyor. Kendileri de hızla unutulacak olan bu kişiler, ne yüreğe kelebek gibi süzülmesini bilir, ne de onlara sağlanan konforun kıymetini bilir.
Neyse ki çabuk unutulurlar ve açtıkları yara derin olmaz.
Yüreğinize sağlık, beğenerek okudum hiç de yabancı gelmeyen duygulara ait şiiri.
Saygılarımla.
hayal deniziii tarafından 12/1/2016 3:41:25 PM zamanında düzenlenmiştir.