GALLİBOLU TIRISI
Kraliyet donanmasının sürekli takviye kuvvet yollamaktan dili dışarıya uzamıştı,oysa kolay bir avdı önündeki,tümen birliklerine sitem etmeye başlamışlardı,Tekketepe ve Kavaktepe’de onları bekleyen ufolar değil kartal bakışlı siperde gözü pek yiğitler vardı.
Saçma sapan birliklerden oluşan acemi tümen afallayacaktı,Karakol dağı ve Kükürtlüpınarda yollarını kaybedince olanlar olmuştu Ama hala umutluydu Olivia piyanosunun başında yeni şarkılar besteliyordu,saldırdıkları ülkede mermilerin üzerinde taşınan minik bebekleri bilmiyordu,önce yaradana sonra bana daha sonrasıda kendinize inanın ve güvenin diyen o dahi liderden habersizdi . Anafartaların kahramanı olacak albayının yolunu bekliyordu oysa,kahramanı sonrası komutanım ne derse odur diyen halka İstiklal savaşını yırtık çetiklerin ucunda beliren mucizilerine yazdıracaktı Conkbayırı Kocaçimen de coğrafya hayret ? Yeni bir nehir keşfetmişti,onlar kahramanların damarlarından çağlayan kan nehirleri idi .Olivia yemek menüsünü düşünürken oradaki siviller ve askerler yokluğun en üst perdesinde gerçek oyunlarını sergiliyorlardı. Yüreklerde tek cephe Nasıl bir ülke bu nasıl bir vatan?bölünmeleri yok eden büyük bir inanç ve bu zihniyet içerisinde sadece vatanım diyen insanlar ,bozulmaların olmadığı benlik savaşlarının olmadığı zamanlar,ırk din dil demeden bu topraklar için beraberlik ruhu. O çocuk yaştaki minik askerler , avuçlarında daha taze kınaları bozulmamış gelinler,diğerleri o bebelerini bile hiçe sayan kadınlar , bebeklerinin üzerinden battaniyesi çekilip cephanelerin üzeri örten o gencecik süt kokulu analar bu nasıl bir şeydi? Soğuk ve nemli hava kabaran tüllerin arasından sızan soğuk bir rüzgar sisli bulutlu güneşini unutmuş bir yer Karanlıklarını giyinmiş bir kadın boşta kalan gramofonun iğnesi plağın bir çizgisine takılmış boşa dönüyordu nefeslerini doğru alamıyordu zavallı kadın sesleri duymuyordu hayattan kopmak istiyordu belkide alkol kokulu duvarların arasında sıkışmıştı sesi Sabah yanaklarından öpen İngiliz asker zafer yeminleri cebinde Londra inadına karanlık boşluğun içerisinde kalmış gibi o kadın o güzel sesi kısık şimdi deniz subaylarına söylediği şarkılar eksiliyor yüreğinde Çanakkale hüsran İstanbul Boğazı koskoca bir hayal uğurlayan trompetler nerede? yağmurlu ülke alkışlarını bekleyen bir Albay kayıp bulutların içerisinde neler oluyor?ishal dizanteri susuzluk İngiliz Anzak askerlerini kemiriyor Gallibolu tırısı Arıburnu’na çıkan Anzak Avustralya ve Yeni Zelanda ordusu Conk bayırı’nda durduran o yakışıklı yüzbaşı ya o kim di? durmadan bir yerlere not düşüyor o yüzbaşıyı izliyordu Alman danışma kurulu başkanı Otto Liman Van Sanders Anafartalar mevkiindeki savunmayı niye ona vermişti ? kim di bu kahraman?kim di? Kim di?bu sert bakışlı güzeller güzeli adam? Ya İstiklal Ya ölüm !diye bağırıyordu durmadan melekler körfezi |
Kutlarım...
Beğendim.
............................................... Saygı ve Selamlar