KAÇKARLI KÜÇÜK ÇOBANŞiirin hikayesini görmek için tıklayın KINALI,GÜLDALI,NAZARBOZ,GAGAÇ:Yayladaki sığır isimlerinden bazılar
KABALAĞ:Yağmurda başa giyilen parke başliği. KUMAR: Karadeniz ve yaylalarına has çeşitli renklerde orman gülleri PUĞRE:İlk tulum çalmayı öğrenmek için yaylada yapılan sapının içi delik kara lahana benzeri bitki. MİNCİ:Çökelek veya lor HEMŞİN VE KARADENİZLİLERİN VE ARTVİNLİLERİN KAÇKAR ETRAFINDAKI YERLEŞİMLERİN Ticarette ve hayatta başarılı olmalarının bir nedenide daha çöcukluklarında sorumluluk alarakdağlarda hayvanlara ve yaban hayvanlarına oyuncak gözü ile DAĞLARADA oyun parkı gözü ile bakarak hayvanlarının bakım sorumluluğunu ve sevk ve idaresini zor şartlar altında gerçekleştırerek daha çoçukluklarında kendilerini zorluklara ve sıkıntılara alişmiş bir şekilde gürbete çikmaları ÇOCUKLUKLARININ bu hem çileli hem maceralı ve zevkli günlerini özlemle HATIRLAMALARIDIR ama artık KARADENİZ YAYLALARI VE KAÇKARLARIN o mühteşem lezzetli eti ve sütü hayvanciliğin bitme noktasına gelmesi ile TARIH OLMAK ÜZEREDİR. 20 sene öncesine kadar bilinmeyen bir tarıhten beri hayvancılık en büyük GEÇİM KAYNAĞI idi ama şimdi MAALESEF.......SAYGILARIMLA.....Hepinizi mühteşem KAÇKARLARA beklerim.....
Sabahın dördünde sağılan süt sesi ile uyanan,
Yamalı yün çoraplarını giyen, Mısır ekmeğine tereyağı karıştırıp yiyen Yaşın ya sekiz ya on bir Belki sen kendini zannedersin yirmi bir Tek derdin sığırları otlatmaktır Seni Kaçkarlarda kaybettim neredesin Eyy! Kaçkarlı küçük çoban Bir ucu dağda bir ucu ahırda sığırların Şafak açarken yaylada İsimlerini tek tek sayarsın Kınalı, güldalı,nazarboz,gagaç Hepsi ismini bilir sesini tanır Ne yöne git desen o yöne gider Şehirde senin yaşındakiler mısket oynarken Söyle ey Kaçkarlı küçük çoban bu ne hal ? Ayağında delik kara lastikler Pantolonunda üç yama Ceketinde belki beş Başında kabalağ Senin tek rakibin bu heybetli dağ Kendini hep ondan güçlü görürsün Bu gücü nerden alırsın ey Kaçkarlı küçük çoban Çimenlerden takla atar, uçurumlardan koşar Kumarlarda yuvarlanır Yaban meyvelerinden yersin Bilirim Kaçkar ne Toroslar’a ne Erciyes’e ne de Ağrı’ya benzer Öyle bir yağmuru sisi var ki Kimseye aldırmaz değil mi küçük çoban ? Kurtlarla köşe kapmaca, ayılarla taş atmaca oynarsın Dağ tavukları ve avlarla arkadaşsın küçük çoban Gökteki dostların kartal, şahin, akbaba ve atmaca Yağmur yağar su dolan kara lastiklerinin içine Üşümemek için dans eder horan aynarsın dağlarda tek başına Kayalara taş atar nişan oynarsın Göllerinde yüzer derelerinde balık tutar Dağ çiçeklerinden çay yaparsın Zirvelerinden yaban gülü ve lale toplarsın Güneş doğarsa sevinir, taş üstünde yatarsın Yağmurda, fırtınada, karda ağlarsın Gözünden akan yaşların bile farkında değilsin Kaçkarlı küçük çoban Keskin çakın elinde besmele hep dilinde Puğreden tulum çalar,dağlardan yankı dinlersin sesine ses istersin Acıkınca bez azık torbandan Peynir, tereyağı, minci çıkarıp yersin Söyle sığırlarını, tosunlarını, kuzularını Canından da çok mu seversin? Seni 35 yıl sonra Kaçkarlarda arıyorum küçük çoban Ne sığırların var ne sen varsın Söyle nerdesin, nerdesin Yoksa neslin mi tükendi Dağlar ıssız, sular bile akar olmuş sessiz Otlaklar hayvansız izsiz Ağlıyorum sessiz sessiz Neredesin ey kaçlarlı küçük çoban! Gurbete mi çıktın,bakan mı,işadamı mı, doktor mu, öğretmen mi, avukat mı oldun? Bir yerde mi çalışıyorsun yoksa sürünüyor musun? Dağların sevdasına mı tutuldun? Mecnun mu oldun? Seni arıyorum nerdesin, nerdesin ey Kaçkarlı küçük çoban Çok özledim gelmezsen bir mektup yaz,haber gönder Telefon et! Şimdi telefonda çekiyor bu dağlarda Senin zamanında yolda yoktu arabada Gel seni bekliyorum kaçkarlarda Hala yaşıyorsan ey Kaçkarlı küçük çoban! Küçük çoban! Hemen gel gel bitiyor ömür ve zaman Ömür ve zaman!!! |
Puğreden tulum çalar,dağlardan yankı dinlersin sesine ses istersin
Acıkınca bez azık torbandan
Peynir, tereyağı, minci çıkarıp yersin
Söyle sığırlarını, tosunlarını, kuzularını
Canından da çok mu seversin?
Ah be şairim...Ben kaçkarları bilmem ama nedense öyle tanıdık geldi ki...
Hem yaylalar , hem küçük çoban... Bizi alıp nerelere götürdün de; bir hoş olduk, hüzünlendik...
KUtluyorum... Yüreğine sağlık...Selamlarımla...
Küçük çobanı hiç unutma olur mu...