Erkek gibiKim bilir,kimi sevdiğimi kibar kadınlardan hoşlandığım doğrudur adamları pek sevmiyorum sanki neyini seveceğim ki hamam taşında sıcak yerden vurur dünya da sıcak yerden vurur üşümeye yerden başlarım tahtalar hep aynı kalır ilk sevgilim maria posta kutunuza attığım kağıtlar sarıya sarı yakışır o çirkin posta kutusu ben temizlerdim aylarca her el attığımda sokak bekçisi sandılar benden başka yapraklar vardı ve sarının en kötü tonuydu okuyup gülüyordun öylece seni izlemek çıtaların arasından bakmak seni sevmek geç kalma korkusuyla koşturmak seni görmek babamın karşısında tokat yemeği beklemek seni anlayamamak annemin son saniye beni kurtarma çabaları insan sevmekle farklıydı aşk insanı sevmek farklıydı insan düşünen bir hayvandı beş numaralı sevgilim ilk kez öpmüştü yanaklarımdan nedense utanmıştım bir hafta yaşım belki on iki belki on üç akşam ezanı yaklaşıyor yüzümü yıkamak zorundayım gizli gizli havlu altına yattım gece yanaklarımla muhasebem var ertesi güne hızlı bir bakış yedi numarayı zor attım başımdan iki arkadaş iddiaya girdik kime bakar diye o seviyordu ben ise bunu hiç düşünmedim koştuk ikimizde konuştuk ikimiz de eski bir takım elbise giyip ters giymiştik süveteri biraz düşüneceğim dedi işimiz gücümüz yok gibi oturup karşısında bekledik nihayet beni gösterdi bela mı bela oldu başıma zor attım üstümden şimdi ona ne demeliyim yedi uğurlu sayımdı desem inanmayacak.. bir dert ki yürekler acısı on numara da başladı gözleri orta asya ve kuzey kutbunun karışımı daha önce böylesini görmemiştim bakışları mahzun,bakışları derbeder daha çok bakmak istedim ona yüzündeki beyazlık saç uçlarına doğru kapanıyor ilk görüşte vuruldum esirlik bedava dokunma arzusu ilk on numara da başladı ilk bir dudağa dokundum gözlerine bakmadan sonra kaçtım ve uzaklaştım o sanki bunun için gelmişti dünyaya sinema kapısı gibi açıldı üzerime sonrası iyilik sonrası güzellik oturur oturmaz yatağıma ilk önce kafamı gömdüm kaldırdım gömdüm yüzümü yıkadım kafamı gömdüm her yerdeydi sanki her şey birden bire oldu ben bir şey yapmadan akşam sofrada tekrar buluştuk çaktırmamaya çalışıyorum kimseye dudaklarım artık kirli ya yemek vermezlerse ? kendi paramı kendim kazanabilirim belki fiyakalı bir ayakkabı da alırım başıboş gezebilirim de sınırsızca hürriyet böyle bir şey değil miydi on numara bunların hepsine değerdi adını söylemek istemiyorum,ama küçüktüm bir daha gördüğümde belinden sarıldım yüzüne yine bakamıyordum gözleri ne zaman düşünsem gözlerime düşerdi bakmadan da görebiliyordum saatler süren uykudan kafasını kaldırır ceviz ağaçları.. kolları bizi kapatır,gövdesi bizi kafamı kaldırırım yeni doğmuş güneş ışıltısı kafamı kaldırırım köşedeki evlerin birinden anason kokusu deli eder insanı bu havalar insanı deli eder koşmadım bu sefer göz aramdan baktım biraz o bakıyordu öylece sadece bunun için gelmiş gibi ben penceremden bakmadan dışarıda olan her şeyi bilebilirim el arabasıyla geçecek olan manavı camın birini indirecek çocukları motoruyla hızla geçecek olan balıkçıyı bakmama hiç gerek yok görmem için hissedebiliyorum sokakları orhan veli şarkı söylüyor benim on numara ne yapıyor acaba ismini merak etmeyin,bundan korkuyorum o istanbulu severdi,sandıklıyı da belli bir süre tutuklu kaldım onda bu baya bir süre tuttu nereden bakarsan bak beş yılı devirirdi sonra beden nedir onu anlattı anatomi uzmanı gibi bunun için gelmiş gibiydi sadece sabahları erken kalkmaya başladım yedi dedi mi saat ayaktaydım mektepmiş,oymuş,buymuş aklıma bile gelmiyordu dolmuşa atlar evinin önünde inerdim parası çoktu,evi güzeldi benim bunda hiç gözüm olmadı orayı sevdim bunu tekrarladım yalnız yaşamayanlar bunu bilemez aynalara koşan başka cesetleri garibim,penceresini bulmam bayağı zaman aldı altıncı kattaydı ince elenmiş perdesinin üzerinde bazen gözüken kalın bir de perdesi vardı o zaman ürküyordum bakmayı da böyle öğrendim annesi geçerdi önümden gözleri değil ama bakışları aynıydı babasını çıkarmam onları beraber görünce oldu ancak kendimi şartladım deniz olmayan bir yerde deniz kokusu alıyordum yoksuldum ama bunu hep söylemek de olmaz sonra tekrar gördüm onu,tekrar gördüm ilk kavgalarımız da görüşmeler artınca başladı sahi bunu hesaba katamamıştım altı numaradan kaçarken,bunu hiç hissetmedim sığınmak gemi olmak gibi ama kaçmak çok uzaklarda bir mülteci,yalnız bir evde ayna annem anladı sigaraya başladığımı kaç sakız çiğnersem çiğneyim geçmiyordu bu meredin kokusu dudaklarım,ağzım derken üstüme de sinmişti çoktan kokusu pencerede başka güzeldi yanımda başka kavgaları unutuyordum düşüncesiz sandı beni bunu hep yaptı yahu durup durup kötü konuşmaya ne gerek vardı sevgilim,anlamıyorsun değil mi beni inkar etme.. sonra terk etmeler başladı başına buyruk her hafta tekrar eden ayrılıklar sular kaburgamda serinlik bırakıyordu her sabah aynaya karşı kaldırıyorum kafamı seni sevmediğimi düşünüyorsun artık beni de kandırmaya alıştın sevmiyorum diye en son denk geldiğimizde sarıldın boynuma ne istiyorsun diye sustum çünkü rüzgarda kalmış yaprak gibiydim o gün de sen çağırmadan önce kendimi bir köye atmıştım bilirsin önü açık manzaraları severdim hep derken koktu buram buram boynun nedendir bilmiyorum öptüm,düşünmeden bu sıcak bir şarap değildi evden ilk kaçış değil deniz kenarında ayaklarımı gezdirmem değil ama bir yanım çekiliyordu daima sustum ne sorduysan konuşmadım kızmış olmalısın bana evet buna eminim sen de gidiyorsun on numara sen de gidiyorsun sevgilim. Bitti. |