Şimdi susuyorum,yarınlar konuşsun..
Sevinci hırpalanmış öksüz çocuklar gibi
kançanağı gözlerimle tuz basıp yaralarıma dünyanın acılarını öptüm unuttum gülmeyi acı çekmeyi öğrendiğimde bir gün karlar erirse yol verirse dağlar belki gülümserim bir nazlı bahara yeniden dünyanın acılarını öptüm içimde üşüyen bir güvercin ısırdığım dudaklarımla bir yağlı urgan gibi kaldı boynumda acı uzak acılara semah döndü turnalar görmedi içimde üşüyen güvercini düşlerimi rehin bırakıp fırtınalara yerden yere vurdum hayellerimi kime görmedi kalbimi solan bir çiçeğin yaprağında bıraktım bir ah kaldı bende ah kime yandıysa içim ateş üfledi ruhuma ben de yandım düştüm hayat merdiveninden zaman sağır, gece kör, ben umarsız kaldım hayat bilmedi yıldızlar söndü, rüzgar dindi, sesler kesildi hedefi olmayan bir yolcuyum şimdi kaç kez ölüm düştü payıma ölemedim uçurumun ucunda da olsan ‘’yaşamak zorundasın’’ dedi ustam başucumda azrail ne söylesem aykırı sayıldım hayatla konuşmalarım bitti şimdi susuyorum en çöl yanımla yarınlar konuşsun.. Nuri Can |