VAZGEÇ TABİP VAZGEÇ
Bu yara Ferhat’la, Şirin yarası,
Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Bir gizli sevdanın derin yarası, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Yarıp şu sinemi, yarayı görme, Sargı kabul etmez, merhem de sürme, Deva bulamazsın, kendini yorma, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Lokman Hekim sordu, yaran neresi? Aha şurada dedim, yürek arası, Kabuk bağlamazmış, gönül yarası, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. İlk aşkın yarası, böyle olurmuş, Mecnun Leyla’sına, böyle delirmiş, Derman sende değil, yârdan gelirmiş, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Sineme bıçağı, vurursan eğer, Neşterinin ucu, canana değer, Dersin almadıysan, sevdadan meğer, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Sevda harmanında, yelin oldu mu? Allanıp pullanıp, gelin oldu mu? Senin baş yastığın, elin oldu mu? Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. El yâri sardıkça, belim büküldü, Ağardı kaşlarım, saçım döküldü, Bedenim ruhuma çarmıh çakıldı, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Bu sevda dillere, destan olmasın, Varsın bu dünyada, vuslat bulmasın, Neşterin yarayı,delip dilmesin, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Biz gizli sevmiştik, düşmedik dile İkrarımız vardı, nazlı yâr ile, Gel deşme yaramı, sen bile bile, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Çağır cananımı, yanıma gelsin, Tutsun ellerimi, yüzüme gülsün, Ölürse Figani, böylece ölsün, Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma. Kul Figani (Erdem Gümüş) Kasım 2016 ANKARA |
Tutsun ellerimi, yüzüme gülsün,
Ölürse Figani, böylece ölsün,
Vazgeç tabip vazgeç, gel neşter vurma.
Çox......................çox yaxşıdı! Hörmətlə!