aşk olur belki hayatın molası da...
hiç molası yok mudur yaşamın
sözcükler direnirken rüzgara savrulurken bir yaprak gibi kuru ayaz, bu kuru son baharda hasret midir, özlem midir hayat yolun sonu da görünüyorken daha Heyyy, otur diyor yalnızlığım, sabret, dinle biraz kendini..! oysa bir şehir kadar kalabalık, bir o kadar gürültülüyüm şimdi hadi kalk yüreğim, yolumuz uzun düş önüme de gidelim son bahara kış ayazında eriterek karları da değen her kar tanesinde tüketelim harcayalım kalan son yaşamı da..! ben çok yoruldum artık hayat..! uçamıyor, koşamıyorum da kuşlara kurtulamıyorum da bu ağır yükten sırtımda taşıdığım koca dünya’dan kaçamıyorum kaybolduğum şehirden şehirler, şehir büyüdükçe gözümde, minicik yüreğim küçülüyor göğsümde iç sesi olsa da hiç sesi yok artık sığmaz, daraldıkça göğüs kafesim, yaralı kalbim hissiz soğuyan gecede biliyorsun, hüzün olmadan neşe olmaz darlık çekmeden bolluk olmayacağı gibi acı çekmeden de mutlu olunmuyor işte hayat yaşayarak öğretse de bunu bize en güçlü halimiz en yalnızlığımızda ne yoklukla ne hiçlikle korkutulamaz parçalayamaz soğuk hasretler yüreğimi aksine ısıtır, düşler kurulur aşka dair dalgalar gibi vurur yüreğinin kıyısına sarılır, hayaller kurarsın belkide... sonra ateş olur tan kızıllığında gece zor gelse de artık kendim olmak bana duru, sessiz ve arsız yalnızlığımda aşka dair gün başlar ömrün ayazında üşüyen yüreklere güneş doğarken daha aşk olur belki hayatın molası da... Serdar Coşkun... |