şiir yazacağım..niye olmasın ki
kim şiir yazmaya başladıysa ayakları yerden kesilmiş demektir
güneşin koynunda yıkanmak denir buna
insanlar uçamadıkları için şiir yazamazlar
uçmaksa sadece hayvanların işi değil aslında
tüm dünya insanlarının vücudunda duran hani bize hiç yaşlılık hissi vermeyen ruhumuz sanki heep yirmi yaşlarda ve hala
çocuk gibiymişiz de sanki bizi hep taze hep leziz kılar..
aynalar olmasa ve karşımızda ki insanlar hakkımızda birşey söylemese yani saçların beyazlamış yüzünde çizgiler var gibi
biz hakikaten hep o aklımızın erdiği gün gibi hissederiz.
bu bir nevi mevsimlere benzer
zaman ve saati gelince nasıl ki yağmur kar sıralanır göçmen kuşlar gelir
vakit tamam oldu mu nasıl saman çöpü toplayan kuşlar yuva kurar ev saçaklarına...
hayatın her safhasında ibret var akıl ürünü motifler vardır
bugünlerde bakınız görünmeyen ve ancak mikroskopla ölçülebilen bir tane insanları harap etti..
ey tabii ki dünyanın jandarmaları ve dünyada sözü ele geçirmek heveslisi ülkeler eskiden olduğu gibi bugünde ve hatta yarında çeşitli deneylerle ve helede şu cep telefon bilgisayarlara yükledikleri yapay zeka oyunları ile artık çeşitli yazılımlarla ülke ülke hükmetme yarışındalar..
çin ve abd bu işin başını çeken ülkeler
birbirlerinden bazı ince renkleri saklasalarda kabataslak anlaşıp
bu kimyasal deyelim dijital atom teknolojisi deyelim mikro sistemler vs..
bir hedef tutturmuşlar ve hatta uzayda ki aktarma istasyonları vasıtasıyla yani uydu yoluyla yerden kumandalı yeni silahlar icad etmiş olabilirler..
tamda bunu denerken ellerinde patladı gibi yani..
hani rusyada çernobil faciası oldu atom çekirdeğinin patlaması ve yayılımıyla
daha geriye gidersek abd nin nagasaki ve hiroşimada denediği bombalarla aslında gücü hala ellerinde bulunduruyorlar..
ve bu olayların kaynadığı yerde yetmiş yıl ot bitmedi..doğumlar hala sakat olabiliyor o yüzden..
artık yazılımlarla hiç bina yıkmadan insanları yattıkları yerde öldürme oyunları hesap yapılıyor gelecekte..vs..
biz uçtuk..
şiir diyoruzda..şiir aşk demektir kısaca..insanlar yılların külünü hamura çevirip yüreğinde pişirip kalpden insanlara ekmek gibi buğusu üstünde börek gibi bir defne kokulu çay kahve gibi muhabbet ve sevdayla ikram eder.
şaire hanımefendinin dediği gibi noktasız virgülsüz
taşsız kumsuz akan bir billur su gibi
masmavi ve ciğeri görünen bir deniz gibi
bazı bazı sayısız yıldız cemreler saçar bazı bazı güneş gibi sarar ve
korkup titrediğimiz zaman koyu karanlıklarda ufkumuzda dolunay uyanan kelimeleri nefesi olur elbette..
şaire hanımefendiyi tüm kalbimle kutlarım..saygılarımla..

Çok teşekkür ederim. Okuyan gözlerinize sağlık...

KUTLARIM KOCAMAN TEBRKLER KALEMİNİZ HEP YAZSIN İNŞAALLAH

Tebrikler degerli saire guzeldi