Bir Pazar Ertesi Sendromusararmış eski bir kağıdın üzerinde birikmiş anılarımın tozu soğuk esen rüzgarların puslu denizi vurur dalgalarını kıyılarıma ruhumun uzun gölgelerim kısalır iki büklüm çıkmaz sokaklarında cesaretin damlası damlar okyanusuna soluksuz yüreğimin damlar esaretimin gizemli yarasına bir başka pazar ertesi sendromuna amade ağlamasın insanlık derken asılır yüzüme hüzün hiç usanmadan öylece yorulmadan nefretsiz öfkesiz bağrında gizlemeden ışık tutar annem karanlığıma şefkatle aşkla davul gibi ritmi ritmine ulaşır atmaya başladığında yüreğim kursakta beyaz bir güvercin olur kanat çırpar gökyüzüne boğulur güneşler denizlerde gökler de yaslı ay’ların şavkı ışıldar yansır gözbebeklerime zamane içinde geçmişten geleceğe koşarak kayboluşlar kapısı kilitli odalar da soluduk evreni bir başımıza kim bilir kim de anahtarlar nerede saklı yürekte aralanamayan kapılar yazılır duvarlarına duvarlar çatlar yürekler kapı duvar illa itiraf mı etmeli hani yalandan aşk yoktur desem yürekler gücenecek susku ihtimalin en iyisi ne onlar ne sen gücen... |
Dizeleri okuyucu sadece kendince yorumlar ,kendince anlam yükler ve tanımlar ancak yazanın yazarken hissettiklerini asla bilemez...
Yazmak kadar anlamak da emek ister...Her şiir yazan kişiye münhasırdır...
Dizelerinizi Pazartesi sendromunu hep yaşayan biri olarak zevkle okudum..
Tebrikler..