DOKUNULMAZLARIN DİRİLİŞİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Arkadaşlar cevapsız yorumlar için affınızı rica ediyorum bağlantım her an kopabilir.....hepinize SAYGILARIMLA sevgiler gönderiyorum...hem ziyaret hem ticaret sayılabikecek bir serüvenin ortasındayım iyiyim sizlerin benden daha iyi konumlarda ve durumlarda olmanız dileğiyle diyorum
Müzmin bir hastalığa çare bulmak istercesine, Kararlı, istikrarlı yola çıkıyorum yorgun argın.. Mücrim; vukuat yerine gibi, dönüyorum çilehaneye. Satır satır yazıp, hepsini çıkarıyorum gün yüzüne. Olabildiğince başlayarak uzağından anıların, Didik didik arıyorum, altına bakmadık taş bırakmıyorum Uyumuş unutulmuş tüm anıları uyandırıyorum. Yüreğim bulutlanıyor, sel oluyor gözlerim. Yine de kökünü dişimle tırnağımla kazıyorum. Her uyanan anıda, kanıtlar buluyorum, Her tatlının altından, acı zehir kokusu alıyorum. Her yeşilin, her çiçeğin altında iskeletler buluyorum. Kanıtlar çıktıkça duramıyorum, biraz daha, biraz daha tırnaklıyorum. Ömrümün mevsimlerini çalan çocukluğu, Yolup yolmalıyor anıları çıldırtıyorum.. Acımıyorum, hiç acımıyorum. Ölümden kurtulmak için ayağını kesip atan hasta misali, Ne can bırakıyorum, ne canan, hepsini ağlatıyorum. Özgürlüğümün savaşını, yalnızlığımla ödüyorum. Bildiğim tüm çocukluk türkülerini başa sarıp, Suçlunun suçsuzun şarkılarını avaz avaz söylüyorum. Kimisi "ne gerek vardı?" kimisi "şimdi sırası mıydı?" Ölümün sırası olmaz gibi bişey, lütfen anlayın diyorum. "Dargınlar" haksız yere dargın, "olsunlar" aldırmıyorum. Acılar zaten vardı, yine var.. orda bir zarar göremiyorum. Ezgiler derleyip kaybolan ömrüme serenat yapıyorum, Elveda çocukluğum, elveda gençliğim, rahat uyuyun. Sorumlu olanın maskesi artık düşsün, En azından artık suçlu olduğunu bildiğimi bilsin. Ya suçunu kabul etsin, kendisine affedilsin, Ya da "hatırlamıyorum" demeye devam etsin. Asiye |