meçhul adam
Neden sonra yavaşladı adam.
Günahı boynuna onca yükle. Bir cigara daha yaktı da bükük, Feleklere inat oturdu adam. Onu anlar gibi sordu biri: ’Nereye yolculuk usta?’ Bir akasya ağacı dibinde adam, ’Geldiğin yere gidilirse..." dedi. Hızlı söndü cigarası yine. Yavaşça doğruldu yerinden adam. ’Nereye üstad?" dedi mâlik pes sesiyle. ’Ah keşke bilinse!" dedi içten içe. Mâlikin küçük çocukları geldi. ’Baba biz parka gidiyoruz.’ dediler. Üzerini düzeltti hemen adam. ’Hadi gidelim çocuklar!’ diyesi geldi. Sonra felekleri hatırladı adam. Çam fideli çantasını aldı kambur sırtına. Yakınlardaki bir mezarlığa hızlandı, Son cigarasını yakarak adam. Neden sonra hatırladı adam. O da babasına aynısını derdi. Adı park olmasa da giderdi. Bilinçsizliğiyle akan feleğe inat. Dikti çam fidelerini mezara. Kaldırdı günahkar elleri havaya. Etti duasını gözlerinde hüzün. "Ben yine gidiyorum sen gibi olmasa da, şimdi sensiz oyalanıyorum baba..." diyebildi feleğe karışırken adam. Scatter |