düğüm
Mütevellit gülüşlerinin davacısıyım yar!
Hangi vakit uçurduk göğüs kafesinden kanadı kırık kuşları da kızıla boyandı Kan revan oldu göğün mavisi . Bundandır asit yağmurlarının göz bebeklerimi delişi Umut tarlasına kahır ekişim sebepsiz değil... Ne çok isterdim güneşin zülfünü taramayı içimi ısıtan geçmişin gözlerine bakarak Hangi sebepti saklı bahçemizi harap eden? . Saçları ağarmış tırnaklarımın izleri kaldı.. geçmişin yüzünde Dirhemi düştüğü yeri küle çeviren lav misali zehirli acılar var zulamda Demleyip demleyip içtiğim geceler boyu Işığa hasret sol yanımda . Hangi günün, kara gecesinden düştün mahremime yetim sevi Uslanmaz ağlamalar sağır ediyor kulaklarımı Her gün sen, benden biraz daha giderken . Değişmeli akrebin, yelkovanın yeri Mil çekmeli zamanın gözlerine Adı konmalı bu gidişin Çözülmeli düğüm.. Bilmeni isterim ki SEN, Ne virgül, ne nokta oldun hayatımda Neyim mi oldun? Boşlukları dolduran Ünlem ! Ve sayısız soru işareti yangından geriye kalan KÜL..! |