Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence
Kara topraklar sardı, çürür tenin bedenin
Eşe dosta yayıldı, yürek yakan haberin Annen bacın yol bekler, yastadır teyzelerin Uyan Cihanım uyan, ölüm yakışmaz gence Tezden kara haberi, ulaştırdılar bana Al dedim bu canımı, yalvardım Yaradan’a Oy topraklar başıma, mezarımız yan yana Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence Gençliğine doymadın, yirm yaşında Tabutuna sarıldı, feryat eden anan Kırılmış kol kanadın, oynamaz gözün kaşın Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence Kader gözün kör olsun, aldın delikanlımı Felek ocağın şen mi, niye kırdın dalımı Düşmüşüm bir girdaba, sormayın halımı Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence Yazgı yolunu kesti, ecel düşürdü ağına Temmuzda karlar yağdı, yiğidimin dağına Gittin gelmez bir yola, yazık gençlik çağına Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence Yiğidim civan boylum, bu kaza sonun oldu Bir can kurtardım derken, Azrail seni buldu Murat gözünde kaldı, dalında gülün soldu Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence Dünyam hicrana döndü, çiçek isteksiz açar Sensiz geçmez ki zaman, saatler kalır naçar Yıldızlar boyun büker, güneş erkenden kaçar Uyan cihanım uyan ölüm yakışmaz gence Artan derdimi çekmez, döksem derin dereye Yiğidim küsmüş gidiyor,Sorun yol iz nereye Hazırlık vardı düğün, olacaktı seneye Uyan Cihanım uyan ölüm yakışmaz gence ADEM BİLİCİ= KELKİT BABAKONAĞI KÖYÜ. |