CANİK KIYILARINDA....
karadenizi zerre zerre koklamak
hırçın dalgalar döğerken mahsun kıyıları hiddetten bembeyaz köpürdüğünüde gördü can rüzgar ıslık çalıyor çok uzaklarda yalnız bir gemi süzülüyor kuğu misali ufuk çizgisine martı kıvraklığında yavaş yavaş iniyor menzile uçak bugün hava parçalı bulutlu güz burukluğunda samsun yapraklar uçuşuyor görevlinin titrek süpürgesine inat iskelede sitres atan tebessümü unutmuş emekli olta balıkçılar tuttuğun çok küçük av at denize sana geri döner o balık uzaklarda bir tepenin zirvesinde kentin ilim yuvası bir fener sanki pırıl pırıl ışık saçıyor genç beyinlere hale hale gözler kamaşıyor gururla kurşini gökyüzünün serpiştien gözyaşlarıyla yürüyenler atakum sahillerinde umutla bakmak istiyor atiye ve ülkeye dört bir yan ne bol düşman saymakla bitmiyor yarabbi içte dışta ikisinin arasında renk renk bölük bölük küçük büyük ne olacak istikbalimiz çocuklarımız ahfadımız her şeyimiz güneyde bombalar patlıyor belediyenin çöp kamyonlarında sinsice vatan evlatları parça parça düşüyor arzın sinesine arşı delen özlem çığlıklarıyla bir ülke çelikten kafesle kuşatılıyor zalimane dost sanılan kuvvetlerce vadedilmiş topraklar hülyası ile sekerek koşanlar size ülkenin en büyük akarsuyunun döküldüğü deniz kenarından haykırıyor insanlar fırat ve diclenin doğduğu topraklar bu milletin boşa heveslenmeyin her tür acı projeniz size misliyle dönecektir behemhal unutmadan bilin düşlüyorum seni elmalar şehri almaata dağlarından anadoluya ulaşan esintilerinle burası kutsal incirler kenti biliyorum ve de çok seviyorum |