SEN UYURKEN....Şiirin hikayesini görmek için tıklayın kapıdan içeri giriyorum.. birkaç gün öncesine kadar hiç tanımadığım bu insanlarla, aynı cümleleri kurarken buluyorum kendimi..
"aç gözünü lütfen.." "bir şeyler söyle Allah aşkına.." "beni duyuyorsan, tepki ver ne olur.." konuşmadan yatan yakınlarımız yerine, yanı başlarında duran monitörler konuşuyor bizimle.. çok sessiz içerisi.. baş ağrısına sebebiyet veren ağır bir sessizlik bu ama.. soluk alıp verme sesi bile yok, onun yerine vantilatörlerden gelen sesleri.. "her şeye hazırlıklı olun" cümlesi ağrıyan başımın içinde dönüp dolaşıyor.. hayatımın en ağır, en yoğun günlerini yaşıyorum.. yıllardır tanıdığı insanın sesi yerine, sadece bir monitör ve vantilatörden çıkan sese nasıl hazırlar kendini insan, bilmiyorum.... :(
Kaldırımların sırtındaki pespaye kelimelerle
bir ömürlük şiirler yazdırdın bu gece... sen uyurken, yan cebine koyduğun aklım yitik ruhumsa yetim kaldı keşke kalbinde taşımasaydın beni... Bunca adsız yalnızlıkların müsebbibi bendim oysa... Rötarlı itiraflarımızın labirentli kasfetinde ki ruhum korkak sinmiş biçare Göç mevsimine denk geldi bu talan korkak şafaklardan feragat ettim sen uyurken... Yumuşak yüreğimin kaygılarının sır tutan mahcup kelimelerin ihanetleri ağrıyan anılar geçidi şimdi Kırıldı gökyüzünün sureti, Kefenlendi cümleler Güneşi kaldırmadım derin uykusundan Sabahım ha oldu ha olacak derken, Hepten karardı seherin gönül yurdu... sen uyurken, Eflatun kirli pişmanlıklarıma hatıralarımı zararına satıyorum. sardunyalı cümlelerle himayene aldığın yeşil sandukalı ölümlerin öyküsünde aralıyorum perdeleri itaatkâr hüzünlerim Soylu bir hengâmeye dönüşüyor içimde... Ruhumuzun iklimleri Ne olur ölümlerin koynuna beni de alın günahlarımla, bir mezar taşı kadar kimsesizim zaten... Alçak gönüllü hayallerime , ağlama diyor sessizce hatırı sayılır yalnızlıklarım... Sen uyurken, Anlamsız adımlarıma gizleniyor itibarlı bir sükut pusuya yatıyor cılız gölgeler Ben mutluyum derken günlüklerin heybesinden sızan gülüşlerimi harcıyormuşum meğer... Yakışıksız özlemlerimi çaldım peri masallarından gizlice derin uykuların istila ettiği odanın, duvarına astım sen uyurken... Harlı göğsümüzde kaybolurken vefa Sabaha çıkacak umudum kalmadı... hasret, her gönülde sanrılı cılız düşleriyle çoktan ölmüş bir ayazı sallıyor dizinde... zemheri bileyen fırtınalarıyla Penceremize yansırken gece ben, hâlâ çok üşüyorum tebessümleri yadırgayan basireti bağlanmış ruhsatsız avcılar Tarumar bir ithamla yaşanmamış yıllarımın çetelesini tutuyor... kucağımda irkiliyor ay bir kavganın kadavrasıyım sanki dönüyor pervane özgürlükler tepemde, hayallerim sırça köşk misali kırık dökük Pespaye kelimelerle Kanamalı cümlelerim küfürlere gebe... Sen uyurken, sabrımın son dervişi, bütün şizofrenliğiyle masum bir hasret ezgisinde melankolik akşamları ağırlıyor suskunluğumda. Aykırı rüzgarlardan kovulmuş Sürgün türküleri söylerken dilim vedaya bile gelmeyen sancılar, artık hükümsüzdür bende... Sen uyurken Sen uyurken , ben halâ çok üşüyorum... Üşüyorum... peri feride ÖZBİLGE 27.08.2016 18:30 Değrli şairem Elif Reyya Naz hanımefendiye ve üsdat,kardeşim Uluhan’a,şiirime hayat verdikleri için çok çok teşekkür ederim...Yüreğinize emeğinize sağlık efendim.... En kalbi muhabbetlerimle... saygılar |
deruni duygulara daldiriyor insani,