ÂrznâmeÂlemin sırrı bulanık suda, tozlu yolda aranır Her sır zamana müktedirdir, zemine aldanma Gülistana varan menzil gülzardan sorulur Sana, kanatacak yolu gösteren dikene kanma Umudunu yitirme,günün her doğuşu bir delil Karanlık girdabına düşüp inleyip dalgalanma Çehreler bir , fikirler bir, mesafeler bir olsa da Sineler başkadır, her sine yükü kaldırır sanma Arzın halifeliği kırar kolunu kanadı ademlerin Âdem tasavvur ettiklerin hiçliktir, aldanma Kaybettiklerin altın hükmünde olsa da İstikbaldeki elmaslar adına sevin, hayıflanma Görebildiğin her hüner Nakkaşın birer esması Küçük dağları yarattım edasıyla gururlanma Sana vaadedilmiş nasibine razı ol, kanaat et Gayreti elden bırakma, hırsa da mağlup olma Ölümden öte köy yok, vicdan da öte diyar Hakkı çiğneyip zalimin eteğine kapanma Maceraya ne hacet şu kısır döngüde Sahrada yeşeren nazenin bir çiçeği de yolma Zalim zulmüne, mazlum duasına meftun Zillet elbet diz çöker , masumun ahını alma Kelebeğin rüyasından uyan , uyanık ol Baharı geçti ömrünün, zemheride uyanma O’nu ara, O’na sığın , O’ndan iste; O Hak’tır Hak’ka bağlanan sine harap olmayacaktır |