Kaldırım Dilberi
Kaldırım Dilberi
Korkuların su gibi süzülür avuçlarından Pencereler buharlanır soğuktan yalnızlığı İçinde bir korku eski yanılgılarımdan Aynı filmin ısrarla aynı yerden başladığı Nüfusunu öğreniyor her seferinde başkalarından İlkbaharda Dilber mi büyük rakılar içen Geceleri sahil gazinosunda kaytam bıyıklı hovardalar Aynalar parçalanmıştı Ankara’da güzelliğinden Gece bitmek bilmeyen art arda kesilmeyen telefonlar İstanbul’luymuş adı Dilber yeditepe’den Ankara’da kar ıssızlıkları ne ses ne soluk Konsomatris Dilber’dir Ulus’ta bir gazinoda Saçlarını boyatmış küllü sarı hafif uçuk Yaş’lı bir müteahhit peydahlandı aklı fikri onda Oysa haftaya Dilber istanbul’a yolculuk Votkaya Dilber başladı cıgaraya Belma Esrarı etiler’de Süleyman’la denediler Futbolcu bir kopuk Vefa’da oynadı bir ara Onu mehtap sanıyor birçoğu öyle bilirler Kaşları yok incesi düz saçları Sarı Beyoğlu’nda devriyeler fahişeler akşamı Sarhoş değil iki kadeh votkadır hepi topu Acaba dadaş mıdır. İstanbul’ndan mı Kimin nesi bilmiyorum ama belirsiz soyu sopu Hafif oynatmış mıdır yoksa yalnızlıktan mı Kendi kendine konuşur o vahim Kaldırım Dilberi |