Şehr-i İnsanTahammülü kalmamış şehr-i insanın Ağustos böceklerine Duydum gürültüsünden muzdaripmiş Onlarca yıl toprağın altında güneşe Çıkmayı hayal etmiş ağustos böceğinin Sevincini hazmedememiş hazımsız Şehr-i insan.. Tanrı, bir ayı kutsamaya karar vermiş Günlerden bir gün ama bundan Şehr-i insanın haberi olmamış Süt gibi incir vermiş, bal gibi kavun Üzümün suyunu bile günah saymış Şehr-i insan.. Ben mi ? Ben köylü olmamla hep gurur duydum Ben Sinopum, Karsım, Elazığım Ben Anadoluyum.. Kaderim öyle yazılmış Bir pazar sabahı, gün yeni doğarken Ağustos’ta doğmuşum Bir ağustos böceği gibi, gün kızıla dönmüşken Ağustos’ta ölmek umudum.. |