Mutluluk Olup Uçmak...
çocuk kalmak mı istiyorsun,
yıkacaksın tüm tabuları zincirleri ızdıraplara asarak prangaların karşısına geçip göbek atarak, tersinden tutacaksın kalemi, dudakların uçuklasa da şekerli kırmızı elmayı bastıracaksın yüreğine, ezeceksin toprağı o senin üzerine ebediyete örtüneceğini bilsende bile bile bir daha bir daha, çamurun da yıkanmasından hiç çekinmeden tadını tatmakta ona keza ağzın da çalkalarken mikroplara meydan okurcasına, yelkenlerin karşına alarak rüzgarların azgınlığına inat siper edeceksin göğsünü.. zaman ne zamanı ki teslim almak ona mı kalmış yani, seni çocukluğunu masumiyetini takla atarken gülücükler de salınmış dizginlerin çoşkusun da, koşacaksın topun arkasından ha parka kaçmış ha caddeye ha bisikletten düşmüşsün dizlerini yaralama sanki matahmış gibi dursada karşında.. kırmızı ışık o da ne, bas pedala koşsun hayaller peşinden büyümek onları intihara sürülerken sen de ise çocuksu gözlerinde binlerce cümbüş, baktın olmuyor çıkacaksın dünyanın dışına bir elinle durdurup diğer elinle tersinden döndüreceksin.. o kim ki o kim, seni esir eden etmeye çalışan sen sende şu umutsuzluk diyarın da mutluluk olup uçar iken... (Berlin,02.08.2016) Talat Özgen |