ÇANAKKALE - MEHMET’E VEFABir kara kabus çökmektedir Anadolu bağrına O kapkara felaketin bulutları yaklaşmakta Gelip de adım adım o feci mahşer haberi Sinelerden akan yaşlar kapladı dört bir yeri Al bayrağın celali… Ama hayır! İsyan değil bu bir kutlu yakarış Güya ölmeye değil sanki düğüne yollayış Şüphesi yok kimsenin hem yoktur başka gayesi Kavuşacak koçyiğitler bir bir Mevla’ya belli ki İşte bundandır acelesi! Gün bu gündür diyerek çocuklar devleştiler Yurdun her bir yanından yürekler birleştiler İşte budur elbette Churchill’i yıkan melal Hürleşti ruhlar cesetten, Huda’ya eriştiler Sanki lal olmuş dili, adeta durmuş zaman Sabırlar damla damla, duada birikiyor Bu nasıl ateş böyle, dağları eritiyor Denizden mi, havadan mı, karadan mı geliyor Emerken sabrın son kanını gülleler. Eritip yoklukları, mermiye çevirdiler. Ölmeyi ezber edip hepsi de bir ağızdan Dönmeyi bilmediler, hem lügattan sildiler. Omuzları dağlarla aynı safta çocuklar Çelik kusan devlere hücuma kalkıştılar Bu ne eşsiz manzara hayallere girmemiş Sanki yedi kat gökten aslanlar yere inmiş Bilmedi yedi düvel Mehmet’ in esrarını Saçtı ne varsa medeniler(!), vahşet ve zalamını Asır geçti aradan hala da bilmiş değil Ölüme gülerek uçan bu vatan evladını Gelip de öğrendiler mertçe nasıl ölünür Öyle kenetlenmiş ki millet bu vatan nasıl bölünür? Yine de bak ki tevazuya başı eğik ve mahzun Yaptım mı vazifemi , der de yine üzülür Tek tek yine düşerken et ve kemikler yere Efsaneleşmekte her biri yükselmekte göklere Yetişmekte imdada yeni yeni ordular Hepsi de göçtü; ama düşmana dik durdular Kimi kuzuların ardında gencecik sevdiceği Kimisinin gözü yaşlı bir başına anneciği Ama hepsinde aynı tevekkül ve aynı kudsi dua : Bu senin son ordundur, zaferden etme cüda! Liğme liğme olurken tepeler, yoğrulup cesetlerle Milletim tarih yazdı, bu kahraman erlerle. Ulaştı da her menzile, o cellat düşman güllesi Eremezdi hedefe, varken Mehmet’in sinesi Yaşlı dünya çok harp gördün; görmedin böylesini! Beyhude çarpıştılar, hep beyhude öldüler… Değemedi kirli eli, yurdumun bir yerine Öylece baka kalıp hep geriye döndüler. Bir daha Mehmet’ini göremedi analar Ama her bir şeyi görmüştü işte onlar. Yaşamak mı, zevk mi, aşk mı… Hepsi vatan yanında bir kuru masal Onlar ki onlara açılan kapıdan ardına kadar Bölük bölük, tabur tabur kevserlere aktılar Ey heybeti denizleri köpürten namsız yiğitler Kefensiz arşa çıkan sevdalı kelebekler Ne sevdaymış işte gördü Batı’nın görmez gözü İnme indi bağrına çıkmaz artık bir sözü Neydi bu sevda böyle, neydi bu aşkın adı Ona yanmazdı da insan başka neye yanardı Vatan için yanmak yoksa insan niye yaşardı… Yandınız da yangınlara atarak kendinizi Bulut olup, gölge olup, yağmur olup rahmetini Celbedip Hakk’ın sonunda şefkat ve Nusret’ini Akan yaşın gülle olup kahır oldu düşmana Kurtardın milletinin şeref ve izzetini Dökülüp her yerinden dünyanın yüz bin neferler Sökülüp akın akın Gelibolu’ya indiler 57 sayısı -sizinle şeref buldu- ne aziz, ne mübarek ! Sancağımız hep semada hep Allah’a emanet Verdiniz de her biriniz bir bir canınızı Vermediniz düşmana şanlı sancağımızı Şimdi ey gelip geçen, veriniz selamınızı! Yükselirken ruhları huzur ile Huda’ya Son bir istekleri vardı ilettiler Mevla’ya: Feda olsun, cümle gövde cümle baş, Dökmesin artık evlatlarım damla yaş! Mektubu koynunda kalmış o kahraman erlerin Koptu da goncaları elbet güllerin Eminim doğmakta şimdi eski küllerin Gam yok, tasa yok artık sana, içinde Firdevs’lerin Ey düşman, verdin vereceğini aldın alacağını Gördün heves nasıl kalır Boğaz’da Bilemedin hakir gördün, Mehmet’imse niyazda Matematik yanıldı, gör başka bir şey oluyor İman, şaha kalkmış, tekniğe meydan okuyor Düğümlendi hevesin, umutların firarda Gel dön şimdi, çok geç değil yine de İnat etme, yok faydası, işte gördün hatanda Bazı kere düşüyor da aklıma : Layık olabildim mi acaba hatırana Ey Balkan’ın külünden yeniden doğan Kuş’um Bilirim boşunadır, sana yetişmek için koşum Şimdi tekrar anıp o destansı günleri Bize miras kalsın cedlerimin hüneri Size ermek layık olmak zannımca elbet muhal Süslüyor hayatımı bu güzel hayal. Göçtükleri alemde nasıl karşılandılar Birer yakut madalyaya dönüştü kızıl yaralar Demekteler, az zahmetle çok büyük lütfa erdik Cennetteler, o yaralar hep iftihar oldular Birer liyakat nişanı gibi parlamaktalar Bu dünyada gariptiler, orda sultan oldular. Vatan için ölmeyi vazifeden saydılar Geride kalanları ısmarlayıp Allah’a Hepsi aynı duayla vatana adandılar. Sizleri anmaya yoktur kabiliyetim Sussam o da olmaz; incinir hamiyetim Sözümü bağlayıp da hürmet ve minnet ile Sonsuz rahmet ve dualar olsun üzerinize. |
Kalemin susmasın
____________________________________Selamlar