Diyarbakır zindanı
Bir ucube yaratık,namı da zat’ı esat
Nasıl bir hulk yarabbi,nasıl bir hilkat İnsanlıktan geçtikte,hayvanlık kati kesat Zebani melek sayılır,nispet edilse kat kat Kar üstünde çıplak insan anadan üryan Vücudunda damar damar gezinir ceryan Eza’nın işkencenin görülmemiş türlüsü Feryadi figan ile yankılanırdı her yan Burda Allah yok derken salyasında gardiyan İmdadına kim yetişir,istediğini çağır İşkenceden işkenceye bitmez vardiyan İstediğin kadar bağır,dört duvar kör her yan sağır Diyarbakır zindanı zindan değil sıradan İnsanlığın bittiği bittiği yerdir Cehennemi görmeden çıkan yoktur buradan Mazlumların ölüme gittiği yerdir İşkence çoğaldıkça,geliyordu çoğu az Elektrik akımı faz üstüne faz İnsanlıktan olmayan vahşetten seçilir baz Şimdi böyle türküyü çalabilir hangi saz Ne şair var alemde,nede kalem mevcudu Hangi mürekkep döker bu dramı kağıda Böyle zulme dayanan kaç var insan vücudu Hangi söz,hangi müzik sığar ki bu ağıda Dünya dünya olalı böyle zulme ilk tanık Sözde insan hakim olmuş,özde insansa sanık İç içe karmakarışık,her şey birbirine kanık Ateşten değil kirvem merhem tutmaz bu yanık Yankılanırken avaz,insan ağzından havar Utanırdı ettiğinden şehadet duvar İnsanlığı esat ismi başından savar Bir ucube yaratık ki ne insandır ne davar Diyarbakır zindanı zindandeğil sıradan İnsanlığın bittiği bittiği yerdir Cehennemi görmeden çıkan yoktur buradan Mazlumların ölüme gittiği yerdir Ölümlere yatmaktı tek direniş biçimi Mahkumun elinde açlık yegane silah Yasak bir tutam güneş,bir sigara içimi Feryadı figanlara sağırdı ilah Her mahkuma ayrı bir cehennem eziyeti Yeryüzünde görülmemiş işkence meziyeti Sığmaz şiirlerin satırlarına Cellat elindeki mahkum vaziyeti Diyarbakır zindanı zindan değil sıradan İnsanlığın bittiği bittiği yerdir Cehennemi görmeden çıkan yoktur buradan Mazlumların ölüme gittiği yerdir |