YAŞAMAK
YAŞAMAK
Ah şair bakma yüzümdeki sahte ifadelere Yüreğimi mekan edebilirmisin bir günlüğüne Al sandalyeni otur yüreğimin baş köşesine Hüzün, göz yaşı, ihanet, vfasızlık korku Sevgi ahde vefa tutku Çiçek böcek, şarkı türkü Ve tükenmez bir umut Çıkıyor dağarcığımdan bir bir kelimeler Kanıma karışmış dökemediğim göz yaşlarım Bilirmisin koparıyor içimde fırtınalar Dilimde kelepçelediğim sözcükler Hele çocuklar Ay yüzlü güneş bakışlı çocuklar Çocuklar öyle güzel ki Dağlarda bahar Toprağı sulayan yağmur kadar bereketli Bir o kadar da Çorak topraklarda solan güller gibi Yüzünde gülücükler Beyaz, sarı, siyah derili İğdiş edilmiş yüreklerin Küçücük bedenine göz dikilmişlerin Farkında bile olmayan Bahçede gül Dağlarda menekşe Savaş meydanlarında oyuncak sanan mermiyi Bulursun yüreğimde kıyamadığım sabiyi Gönülde kuzucuklar İhanet ve fevasızlıkların arşividir yüreğim Yaz be şair yaz Bir damlacık acısına Ömrümü tükettiğim Bir küçücük tümsekken Kendimi dağlar gibi hissettiğim Çelikten zırhlar olup Bir tek saç teline Ömürler verdiğim Vefasızlığı ve ihaneti de yaz şiirinde Eğer lütfeder de girersen yüreğime Kör bıçaklarla kesilmiş, umutlar, sevdalar hülyalar Ve dost bildiklerimden kalan Bir köşesine sıra sıra dizilmiş Hançerleri de görürsün yüreğimde Ve bunun yanı sıra Kaybedilmemiş umudu Olsa da dli, eli bağlı kolu Tanrının en büyük lütfu Yaşamak, hangi şartlarda olsa da yaşamak Her gecenin sabahında doğacak güneşe inanarak Her fecr vaktinde Gökyüzüne bakarak Düşen her cemrede Yeniden doğarak Hayata sıkı sıkı sarılarak Düşünmeden tanrıya ihaneti Verdiği cana saygı duyarak Bir nefeslik olsa da yaşamak. Anladın mı şair beni Davut Tunçbilek/ Keskin |