KUM TANESİ
Şıp, şıp kenara vuran dalgaların,
Bırakıp döndüğünde, Yapayalnız kalan kum tanesi, İşte insanların yalnızlığı da, Herkesle beraber gülüp oynarken, Her türlü fırıldağı çevirirken, Her çeşit pislikte cirit atarken, Senden sevimli kimse olmaz. Ama bu maharetlerin bitince, Atılırsın kum tanesi misali kenara. Yüzüne ne evlatlar bakar, Ne de eski dostlar, Ne de yıllarca elinden ekmek yiyen, Kulakların alarmda, Dinlersin kapı gıcırtısını, Açan olacak mı? Kim diye? Kuru ekmek veren olursa kemirirsin, Bazen de şekerli suya banarak. Beklersin azrailin randevu salisesini, Ömür kandilinin yağının bitmesini. Geçmek bilmez zamanlar, Saniyeler saat, saatler yıl olur sanki. Kolundan tutup ihtiyacını sorana hasret, Evlatlar büyütsen ne yazar, Haram lokma ile büyüttükten sonra, Faturası gelir son adımlarda, Ya da diğer hayatın başlangıcında, Pişman olursun ama, eyvah pirim yapmaz!... 14/07/2006 |
Bazen de şekerli suya banarak.
Beklersin azrailin randevu salisesini,
Ömür kandilinin yağının bitmesini.
Geçmek bilmez zamanlar,
Saniyeler saat, saatler yıl olur sanki.
Kolundan tutup ihtiyacını sorana hasret,
Evlatlar büyütsen ne yazar,
Haram lokma ile büyüttükten sonra,
Faturası gelir son adımlarda,
Ya da diğer hayatın başlangıcında,
Pişman olursun ama, eyvah pirim yapmaz!...
Kalemine yüreğine sağlık.
Saygı ve sevgilerimi sunarım.