DÜN BUGÜNbir noktaya takılı gözler yel eser ürpertir var bildiğim kadarıyla olacaklar söz biter derinleşir uzak diyarlardan gelmişler bir yatak serilir vücut dinlenmek ister sonra söz edilir filiz vermese de ağaçlar yine su verilir kurumak da var nedensiz kök incelenir tökezlenmiş atlarımız yoldan bilinir ağır kalkar başlarımız dem dibe çökertilir dağ başı esintisi sert gelir yok yere değil kaygılar koskoca gün devrilir epey korkutur olanlar öylece seyredilir dün burada olanlar bugün yok farz edilir |