Mutluluk Tedavülden Kalktıİçimde fırtınalar koparan bir korkuydu seni kaybedeceğimi düşünmek. Tıpkı dalgalara kapılıp,sürüklenen bir sandalın ufka yol alması gibiydi. İşte hep bu yüzden gecelere saklardım gözlerinin o eşsiz pırıltısını Ve geceleri de koynuna gizlerdim sana hissettirmeden... Biraz zaman geçse,sensizlik hayalini öne sürerdi. Uzun ve yorucu iş demeden parmaklarım, Saçlarında yolculuğa çıkmak için çocuklar gibi heveslenirdi. Her yumuşak dokunuşum,kokunun yanı sıra annemin küçükken anlattığı, İçimi ısıtan o masalları da beraberinde getirirdi. Yorulmadan,bıkmadan,usanmadan saatlerce seni seyrede bilirdim. Gözlerin ne zaman gözlerime değse yankılanır,depremler olurdu yüreğimde. Kaybolurdum yüreğinin en kuytu köşesinde. Tutup çıkarırdın beni de,koşuverirdi arsız çocuklar gibi gözbebeklerim, Sessiz çığlıklarla tekrar gözbebeklerine. Bazen acının derinliklerinde kaybolurdum,gökyüzünün mavisi olurdun. Zaten gökyüzünden bir parçaydın,zaten seni en eşsiz mavisinden kesip almıştım. İşte o gün bu gündür sonsuzmuş gibi,ölümsüzmüş gibi meydan okuyup her felakete Dilek niyetine seni tuttum yıldızlı gecelerde. Her dilediğimde sanki daha çok benim oluyordun, Ben kendimi avuttukça sen gündüz olup kayboluyordun. Şimdi ötelerden ayrılık şarkısı mırıldanıyor yalnızlık. Saçların yok,ellerin yok,özlemin dayanılmaz derecede çok. Bir zamanlar gözlerinin dolandığı yerler takılıyor aklıma, Hafızamın en ücra köşesinden düşüyorsun göz çukurlarıma. Yine de içinde beddua geçen tüm cümlelerden uzak tutuyorum adını. Bilmesin hiç kimse mutluluğumun neden tedavülden kalktığını. Mutsuz bir son lazımmış kadere deyip sığınıyorum Allah’a, Kimseyi yara bandı yapmıyorum senden kalan artıklarıma... Can Çalışkan |