kanatsız kuşlar barınağı
kısım ı.) sürgün
yolculuk miras belli, sırtımda çul bir aba hangi yokuş sapaysa oraya yürüyorum. ne demiştin hatırla, ben unutmadım baba bahtıma ne düştüyse onunla çürüyorum. dilimde birkaç küfür, dilimde tövbe - eyvah - sen hangi arasat’ta kaldın ben gibi baba? sen huzur göçeğinde, benim her rengim siyah maviyi kıskanırken tan yerindeki çaba. yol uzun, adımların arası birkaç asır bir ebabil kaç taşı yüklenir bir gün boyu? ellerim kalûbelâ, avuç içlerim nasır kaç bebenin kursağı boş kalır sürgün boyu? belli ki bir uçurum kenarı son adresim belli ki koparmayın diye böyle zalimim. cebimde bir kaç kuruş zulamda bir kaç resim voltama "ah"ı ortak etmek bütün talimim. ne bir yar kıyısında yâr bekleyen acizim ne de nefes dışında alacak bir şeyim var. ne adımlar tükettim, ne şanım var ne izim ne de adım dışında kalacak bir şeyim var. besmelesiz çökülmüş bir yer sofrası değil hesabı mahşer günü ödenecek sanılan. üç kuruşluk bir dostun ucuz tafrası değil birkaç redif içinde öylesine anılan. çünkü ben bir kâğıdı - o yokuşta rastladım - cebime iliştirip dert ortağı belledim. çünkü ben bir boşluğu dolaşıp adım adım hangi meyve yasaksa önce onu elledim. korkumu gözlerimi kısarak izliyorken uyandım sandığı an uyuyacağım birden. ruhumu kaybettiğim aşkla temizliyorken "eyvallah" diyeceğim; "gel" duyacağım birden. sönecek tüm ışıklar, kapanacak perdeler "eyvah" dediğim anı kaydedecek melekler. ne girdiğim tarafta, ne baktığım yerdeler ne de hayal ettiğim gibi şimdi dilekler.. dokuztemmuzikibinonaltı istanbul |