iLETİŞİMSİZLİK;dil yetmezliği;ACILARA ALIŞTIRILMIŞLIK,''ÖĞRETİLMİ ÇARESİZLİK'',KENDİNİ AŞAMAMAZLIK...
YALNIZ İNSANI BAHANELERİ KENDİNE GÖRE HEP VARDIR...sAYGILAR EFM.!

Adam olmasak da şair oluruz yetmezmi dost,bir sevgili yitirirsin tüm evreni kazanırsın...
Saygılar....

Merhaba Şüayib bey;
Siz 20.ci yorumcu oldunuz.Keşke önce diğer yazıları ve yorumların tümün okusaydınız...19. un esrarında
idim.
Tüm yoruumları okuyunca beni iyi anlyacağından eminim.Yorumlara yapılmış yorumları da okumayı unutma...
saygımla.

SAĞ EN ÜST KÖŞEDE =YORUM 19= diyor;bu size bir şeyler anlatıyor mu?

LÜTFEN SADECE OKUSUN DİĞEĞR YORUMCULAR VE YORUMLARINI UMUT ADAM'A YAZDIĞIM YORUMUN ALTINA İLAVE ETSİNLER / YA DA DİĞERLERİNE /( ANGULUS'A YAZABİLİRSİNİZ!

değerli hocam ne güzel yorumlamışsınız ...
şiir güzel yorum güzel olunca tadına doyulmuyor...gönlünüze sağlık...

EVET ÇOK GARİP ŞABAN BEY ÇOK DİKKATLİSİNİZ VE ÇOK İLGİNÇ GERÇEKTEN

Yukarıda bilgisayarın yaptığı yoruma bakar mısınız ACABA NEDİR? sorusu karşısında makinanın yorumunu görüyor musunuz;garip,gibi,iki,insan,kadar,..........................................................................

Teşekkürler Şahamettin bey bu yorumunuzu daha önce alsaydım sizi etkin yorum seçerdim...Biiti sanıldığı anda bile çoğalan bir aşk bu;bu böyle bir ayrılık,Helyum çekirdeklerinin kendini parçalayarak dünyaya hayat ve ışık sunması... Öteki yanıyla ayrı düşen parçasınının yanmasını sağlamak. Bu dünyayı terketmeden onun da ruhunun yanmasını sağlamak ki bir daha dünyaya geilnce tekamül etmiş bir ruh dünyaya gelsin,cehennemde azap çekmesin diyedir.Bunu çok net gördünüz;BİLGE kişiliğiniz ve erdeminiz ile.Saygı ve sevgimle kalınız...

Ben güneşim ayı aydınlatan
Adım aşktı çünkü benim
Ölümü çürütenim
Ruhum hep diri
Geceler zifir
Karanlık
Benim
Işık;
Aşk ile sonsuza kadar...>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Beğenilerinize içten saygılarımla.

Değil mi işte böyle hayat,herkesin var bir kusuru,Herkes senin gibi siyah beyaz,yin ile yan,geceyle gündüz değil ki,,,bazen de yan yan oluyor...

Hakan Can'can senin de şiirlerin okunacak cinsten şiirler,kendine haksızlık etme,sevgim ve saygımla.

Bütün arkadaşların yorumları ayrı ayrı güzel. Fakat -0- ı tüketmek anlamlı geldi bana daha çok,çünkü öyle durunllar olabilir ki,kişi neyaptığını anlamak istemez bir türlü,kendi içinde bulunduğu açmazları bir türlü görmek istemez, oysa çırpındıkça kendi batağına saplanır insan,artık o noktadan itibaren elinden tutmazsınız, boğulsun mu ; geride daha güzel yaşatmaya değer şeyler var ise,birliktelliğe son vermek en güzelidir bence...

Anliyorum Saban dost..

"Gitme Kal Yalnizligim" dedigim siirlerimde olmustu zamanin behrinde
ya da " Yalnizligi Dokudum Bak"

iyi bilirim...

Ne yapalım Hilmi kardeş
Tanrı işte insanın yüreğine canımızı;gönlümüze de gönlünü katmış katmış,yalnızlığın ne olduğunu bana bak anla,berabaerliğin ne olduğunu anlar gidersin zamanla demiş....Sana kucak dolusu sevgi özlem...

Lale kızım;çok mantıklı bir ifade;ve yerinde karar.Ancak akıl ve mantık ,dışı sınır tanımaz,gidiyor işte döne döne
dünyamızca kıyamete kadar...

Teşekkürler Fati AKÇA... gülün kokusu içime sindi..

Şaşırdım kaldım nelere dikkat etmeliymişiz meğer,sağolun var olun

19 sayısı üzerine açıklamalar...

ör:
atatürk ve dokuz mucizesiyle bağlantı kururabilir.

19.yüzyılda doğmuştur.
doğum tarihi olan 1881 yılı da 9 ve 9un katlarıyla ilgili bir rakamdır. 18'in içinde 2 adet 9un toplamı, 81'in içinde ise 2 adet 9'un çarpımı vardır. ayrıca 1+8+8+1=18 eder ki tekrar 1+8'i toplarsak yine 9 rakamıyla karşılaşırız.
1899 yılında atatürk istanbul'daki harp okuluna girdi.
29 aralık 1903'te kurmay yüzbaşı oldu.
22.9.1909 tarihinde ittihat ve terakki'nin yıllık toplantısına trablusgarp delegesi olarak katıldı.
19 mayıs 1915'de albaylığa yükseldi.
19 mayıs 1919 da vatanı kurtarmak için samsuna çıktı.
9 ağustos 1923de cumhuriyet halk fırkasını kurdu.
9 ekim 1923de kendisinin öerisiyle ankara başkent oldu.
29 ekim 1923de cumhuriyet ilan edildi.
29 ekim 1923 gecesi türkiyenin ilk cumhurbaşkanı oldu.
10 kasım 1938'de saat: 9'u 5 geçe öldü.
nüfus cüzdanının numarası 993814-b'dir. ortadaki 938 ölüm tarihini, geriye kalan baştaki 9 ve sondaki 14 rakamı ise ölüm saatini(9 dakikalık farkla)vermesi bakımından oldukça düşündürücüdür.

bir diğeri ise, kitabın basımı sırasında yaşanmıştır. kitabın ankara'dan gelen ısbn numarası 9 rakamıyla başlamış 9 rakamıyla bitmiştir.
http://www.itusozluk.com/goster.php/atat%FCrk+ve+19+mucizesi


NEDEN 19


Kuran’da 19 mucizesinin varlığından bahsedip, Kuran’daki kelimelerin, ayetlerin, surelerin 19’la ve 19 sayısının katlarıyla ilişkili olduğunu söylediğimizde, en çok duyduğumuz sorulardan biri "Neden 19?"dur. Eğer ileri sürülen sayı 11 veya 23 olsaydı "Neden 11?", "Neden 23?" diye de sorulabilirdi. Fakat ileri sürülen sayı 19’dur ve soru "Neden 19?"dur. Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz.


Kuran tam 114 (19x6) sureden oluşmaktadır. 114, Kuran’ın en temel matematiksel sayılarından biridir. Kuran’ın oluştuğu 114 bölüm 19’un 6 katını verir.

Diğer ilginç bir nokta da Kuran’ın 114. suresi olan Nas Suresi’nin 6 ayet olmasıdır. 114’ü 19’a böldüğümüzde, Kuran’ın son suresi olan (114. suresi) Nas Suresi’nin ayet sayısını elde ediyoruz.



1- Kuran’da 74. sure olan Müddessir Suresi’nin 30. ayeti "Üzerinde 19 vardır." şeklindedir. Aynı surenin 31. ayeti ise 19’un fonksiyonlarını anlatır. Böylece 19, Kuran’da fonksiyonlarına dikkat çekilen yegane sayıdır. . Bizce, 19’un sırf bu özelliği bile "Neden 19?" sorusu için yeterli cevaptır. Çünkü Allah 19 sayısını seçmiş ve bunu Kuran’da hiçbir sayıyı vurgulamadığı şekilde 19’u vurgulayarak göstermiştir. Bu temel nedenin yanında "Neden 19?" sorusuna bazı yan nedenler de sayabiliriz. Diğer maddeler bu yan nedenleri belirtmektedir:

2- 19 asal bir sayıdır. Yani 19 sadece kendisiyle ve 1 ile bölünebilen bir sayıdır. (Güvenlik şifreleri oluşturulurken asal sayıların kullanılması, bankaların, istihbarat örgütlerinin de bir tercihidir.) Eğer Kuran’ın şifresi bir kompozit sayı üzerine kurulu olsaydı, o zaman Kuran’ın bu sayının mı yoksa çarpanlarının mı üzerine kurulu olduğu tartışmalı olacaktı. Örneğin 21 sayısının çarpanları 7 ve 3’tür. Kuran’ın şifresi 21 sayısının üzerine kurulu olsaydı, 21’in katı olan her sayı 7’nin ve 3’ün de katı olduğu için Kuran’ın şifresinin bu sayılardan hangisinin üzerine kurulu olduğu tartışılabilirdi.

3- 19’u meydana getiren 1, sayma sayıların en küçüğü, 9 ise tek haneli en büyük sayma sayısıdır. Ayrıca 1 ve 9’un şekli birçok ayrı yazım dilinde birbirine en çok benzer şekildedir. Örneğin Arapça’daki yazılımlar ve Dünya’da yaygın olarak kullanılan yazılım şekli, çok ben-zerdir.

4- 19, 10 ve 9 sayılarının 1. kuvvetlerinin toplamına (10+9= 19) ikinci kuvvetlerinin ise farkına (100-81= 19) eşittir. Bu özelliğe sahip tek sayı 19’dur.

5- Bizim bilebildiğimiz özel bölünebilme özelliğine sahip en büyük asal sayı, 19’dur. Bu özellik şöyledir: 19’un katı olup olmadığını incelediğiniz sayının, son rakamının 2 katını alıp bir önceki sayıya ekleyin ve 19’dan büyük bir sayı elde ettiyseniz bu sayıdan 19’u çıkarın. Elinizde kalan sayıyı, aynı başta olduğu gibi 2 ile çarpın ve sonuna dek aynı işlemi sürdürün. Sonuçta, 19’un katı olan bir sayı karşınıza çıkarsa incelediğiniz sayı 19’un katıdır. Örneğin 1254 sayısını ele alalım ve bu sayının 19’un katı olup olmadığını inceleyelim. 1254’ün son rakamı 4’ün 2 katını alın bir önceki rakama ekleyin. 8’i, 5’e eklediğinizde 13 eder. Bu sayının 2 katı 26’dır. 26’dan 19’u atın 7 kalır. 7’yi bir önceki 2 sayısına ilave edin 9 eder. 9’un iki katını alın 18 eder. 18’e 1’e ekleyin, 19 eder. Demek ki 1254, 19’un tam katıdır. 19 koduna bağlı birçok veri 19’un katı olan sayıların bulunmasına bağlıdır. Görülüyor ki, bu işlem için yaygın bölme işlemi dışında, elimizde ekstra bir metod daha vardır.

19’un, bu saydığımız özellikleri gibi birçok ilginç özellikleri daha vardır. Evren’de, kimyadaki elementler ile ilgili tabloda da 19’larla ilgili ilginç yaklaşımlar yapılmaktadır. Fakat bunlar, bu kitabımızın konusu değildir ve bu çalışmalar üzerinde daha çok tartışmalar yapılması gerektiğini söylemeliyiz.

Kuran’da bir matematiksel sistemin -19’ları bilmesek de- varlığını KUM’ları incelerken bir önceki bölümde gördük. Bunun üzerine eğer biri kalkıp Kuran’ın belli bir sayıya dikkat çekip çekmediğini araştırırsa, Kuran’ın hiçbir sayıya dikkat çekmediği şekilde asal bir sayı olan 19’a dikkat çektiğini görür.

İşte Kuran’ın dikkat çektiği bu sayının katları üzerinde, Kuran’da birçok kodlamanın bulunduğuna tanıklık ediyoruz. "Neden 19?" sorusunun asıl cevabı budur. Diğer cevaplar, bunun yanında enteresan yan özelliklerdir.


Kuran’ın içindeki 19 koduna, ilk olarak 1974 yılında dikkat çekilmiştir. Daha sonra birçok araştırmacının katkılarıyla Kuran’daki bu sistem ile ilgili birçok mucize açığa çıkmıştır. Müddessir Suresi 74. suredir ve 19 ile 74’ü arka arkaya koyduğumuzda çıkan sayı, aynı zamanda bu mucizenin bulunuş tarihidir.

Bu mucize ile ilgili ilk veriler Amerika’da yaşayan müslümanlarca ortaya kondu. Mucizenin ortaya konduğu tarihte, Dünya’daki en yaygın takvim miladi takvimdir ve bu takvim tam 1974 yılını göstermektedir. Yani Hz. İsa’nın doğumundan 1974 yıl sonra bu gizlenen mucize, Kuran’ın Müddessir (Gizlenen) suresinde işaret edilen mucize açığa çıkmıştır.

Bu mucizenin bulunduğu tarihte Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye hicreti ile başlayan takvim 1393 yılını göstermektedir. Bilindiği gibi Peygamberimize Kuran, hicretten 13 yıl önce vahyedilmeye başlanmıştır. Yani bu mucize Kuran’ın vahyedilmeye başlamasından tam 1406 yıl sonra keşfedilmiştir. Peki 1406 nedir? Sıkı durun 1406= 19x74’tür.

Kuran’ın içindeki 19 koduna, ilk olarak 1974 yılında dikkat çekilmiştir. Daha sonra birçok araştırmacının katkılarıyla Kuran’daki bu sistem ile ilgili birçok mucize açığa çıkmıştır. Müddessir Suresi 74. suredir ve 19 ile 74’ü arka arkaya koyduğumuzda çıkan sayı, aynı zamanda bu mucizenin bulunuş tarihidir.

Bu mucize ile ilgili ilk veriler Amerika’da yaşayan müslümanlarca ortaya kondu. Mucizenin ortaya konduğu tarihte, Dünya’daki en yaygın takvim miladi takvimdir ve bu takvim tam 1974 yılını göstermektedir. Yani Hz. İsa’nın doğumundan 1974 yıl sonra bu gizlenen mucize, Kuran’ın Müddessir (Gizlenen) suresinde işaret edilen mucize açığa çıkmıştır.

Bu mucizenin bulunduğu tarihte Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye hicreti ile başlayan takvim 1393 yılını göstermektedir. Bilindiği gibi Peygamberimize Kuran, hicretten 13 yıl önce vahyedilmeye başlanmıştır. Yani bu mucize Kuran’ın vahyedilmeye başlamasından tam 1406 yıl sonra keşfedilmiştir. Peki 1406 nedir? Sıkı durun 1406= 19x74’tür.

Kuran’ın içindeki 19 koduna, ilk olarak 1974 yılında dikkat çekilmiştir. Daha sonra birçok araştırmacının katkılarıyla Kuran’daki bu sistem ile ilgili birçok mucize açığa çıkmıştır. Müddessir Suresi 74. suredir ve 19 ile 74’ü arka arkaya koyduğumuzda çıkan sayı, aynı zamanda bu mucizenin bulunuş tarihidir.

Bu mucize ile ilgili ilk veriler Amerika’da yaşayan müslümanlarca ortaya kondu. Mucizenin ortaya konduğu tarihte, Dünya’daki en yaygın takvim miladi takvimdir ve bu takvim tam 1974 yılını göstermektedir. Yani Hz. İsa’nın doğumundan 1974 yıl sonra bu gizlenen mucize, Kuran’ın Müddessir (Gizlenen) suresinde işaret edilen mucize açığa çıkmıştır.

Bu mucizenin bulunduğu tarihte Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye hicreti ile başlayan takvim 1393 yılını göstermektedir. Bilindiği gibi Peygamberimize Kuran, hicretten 13 yıl önce vahyedilmeye başlanmıştır. Yani bu mucize Kuran’ın vahyedilmeye başlamasından tam 1406 yıl sonra keşfedilmiştir. Peki 1406 nedir? Sıkı durun 1406= 19x74’tür.

http://www.mucizeler.com/19lar/muddessirsuresive19unbulunmatarihi.htm

HRE HÜCREMDE BÖLÜNMÜŞ PARAMPARÇAMSIN ŞİMDİ OLURSA ANLAM DAHA DOĞRULUYOR

HER HÜCRENDE BÖLÜNMÜŞ
PARAMPARÇASINDIR ŞİMDİ
................................
Sabiha hanım;
Siz iyi yorumcusunuz
daha önce hiç yazmadığım
içime doğan sesle saydığım
yukarıdaki iki dizede harf sayısı 19+19 --->Ne demek oluyor bütün bunlar?????????????????????????????????????????????

kutlarım değerli hocam fazlasıyla hak ettiğiniz seçkiyi...
şahamettin hocam da çok güzel yorumlamış anlamlı güzel şiirinizi...saygılar..

yaşamda gerçek diye bir şey varsa
ya da yalnızca gerçek;yaşananlarsa!
..............
Bilmiyorum tanıyamadım hayatı henüz...
..............

Saygılar Sabiha hanım...
Şiirle kalın...
Sevgiyle kalın...
Yüreğinizle kalın...

Küllenen korlarını üfledim yoksa şair!
Varsın yaksın
Yalanı mı yaşayacaksın,
Arasır işte
Yaralarını kaşıyacaksın...
....

Saygımla...

Sayın şairim,sanırım siz,..evli olmadan da yaşanan beraberliklere onay vardiğim sonucunu çıkardınız bu böllümden,yani yasadışı berabarlikler...OYSA buradaki duygu; zaman va koşullar ayırsa da bizi,bu öylesine güçlü bir sevgi ki/yüreğimde hala yaşıyorsun ve yaşamaya da devam edeceksin anlamını taşır benim için/ şimdi ne diyorsunuz/ nası olur mu / basbayağı oluyor işte, şekil A'da görüldüğü gibi...Saygımla.

İnsan yüreğinde sevdayla başlayan yangın sonunda görebildiği duyabildiği en üst sıcaklığa, aydınlığa ve yayılma hızına ulaşır; hep közün kendisini daha sıcak zannederiz,ama büyük aşklarda evrene yayılan bir enerji vardır ki gözle görülmeyen,bu da maddenin plazma haline tekabül eder,maddeden önce ruh, dünyasını( bedenini) terkeder...Bu terkedişde acı en spritüel gücü verir ruha...Bu acıyı yaratan koşulları yoketme sevdasının yeni adıdır(AŞK).Bakınca güneşi görürsünüz,ancak güneşi saran korona tabakasının(görünmez)güneşten kat kat sıcaklığa sahip olduğunu çok az insan okuyup öğrenmiştir...Ama aşıklar bunu ruhlarında okumadan duyan insanlardır...Güneşi güneş yapan ve kendini koruyan da korona tabakasıdır;AŞKTIR BİZİ HAYATTA VE AYAKTA TUTAN...AŞK kendi sitemi içindeki her canlıya hayat veren,onu değiştiren güç ve enerjidir sonuçta...
Ve aşkta sınırsız merhamet yoktur.Kendi yarattığını da yok eder;kadir kıymet bilmez ise nankör ve namertler...Saygımla...

..gerçeğin ta kendisi...