BİLMELİSİN
Bilmelisin
Ben ki gecelerin seyrini tutarım Kanayan yüreğimle ışık kokarım Ben ki sevgiyi, sivriltip ok yaparım Vefasız düşlerin, soyuna saplarım Korkuların üstüne yürü de büyü Gah vurdum elçisi, cahilin dişine Gah taktım zalimi, sevginin fişine Nice derman verdim, gelmedi işine Avcılar rast gelir, dert sarsa peşine Cesaret erdemini öğren de büyü Tut yüreğini elerinle korkmadan Elbet geçecek kara bulut semadan Feleğin sillesine, gaflet duymadan Dostun hançerine, surat asmadan Vatanı koruyarak genin de büyü Zebun iken gah keserim zalimleri Feriştah ederim vefalı erkleri Karun iken kah veririm emekleri Şah kılarım sevgi kokan asilleri Hayat külfetlidir emeğin de büyü Ben ki nehir yataklarından gelmişim Pir sultan gibi sevdayla gömülmüşüm Sürülüp asılsam da vaz geçmemişim Gah geldim devri haini halt etmişim Asalet ruhundadır özün de büyü Saltanatta derim yüzülsede yılmam Nesimi’yim hak izanından ayrılmam Hacı bektaşı veliyim gönül kırmam Hoşgörü ehlimdir, makam ayırmam Hakkın hikmetinde, şerefin de büyü Elbet ses olacak hiccet-i fermanın Umudu körükle cesurdur harmanın Turgay’ı çağlatır, yürekse dermanın Yezid soysuzuna ok vursun imanın Muazzamdır tarihin öğren de büyü Önemli açıklama Açıklama ’’Gaflet’’ Dalgınlık, dikkatsizlik boş bulunma ihtiyatsızlık. ’’Zebun’’ güçsüz zayıf ve aciz bir kimse, olmasına rağmen zalimlerin oyununu bozan bir kimsedir. Feriştah esas kelimesi ’’Firiştah’dir’’ fars’ça kökenli bir kelime.. Bir işi en iyi yapabilen ve çok güzel olan gök varlıklarına denilir. Ayrıca Hz. Cebrail için de kullanılır. Lidya’nın son kralı olan Karun M.Ö 560-540 yılları arasında ’’yani ilk çağ dönemi’nde’’ Lidya’nın kralllığını yapan Karun zenginliği ve bolluğu ile ün salmıştır. Ayrıca Lidyalılar parayı bularak tarihte bir çığır açmış ve adını tarihe yazdırmayı başarmıştır. Pir Sultan Abdal: Yaşamının büyük bölümü Sivas’ın Yıldızeli ilçesinin Çırçır bucağına bağlı Banaz köyünde geçmiştir. Kanunî Sultan Süleyman ile İran Şahı I. Tâhmasb zamanında yaşadı. Dönemin rejimine ve haksızlığına baş kaldırmakla beraber Hızır Paşa tarafından Sivas’ta asıldı. Hızır paşa 7 yıl Pir Sultan Abdal’ın himayesinde yaşamıştır! İdam edilerek ölen Pir Sultan Abdal’ın ölümünün, 1547-1551 ya da 1587-1590 yılları arasındaki bir tarih olduğu sanılmaktadır. Ayrıca Pir Sultan Abdal, şiirlerinde Allah, İslam Peygamberi Muhammed, Ali, On İki İmam ve Ehl-i Beyt sevgisini sıkça işlemiştir. Seyyid Nesimi; 1369-1370 yılları arasında olduğu Azerbeycanın Şamahı Şehrinde doğmuştur. İdamının da 1418 veya 1419 yılında olduğu tahmin edilmektedir. Türkçe ve Farsça divanları yazmıştır. Şiirleri dönemin bir çok şairini etkilemiştir. Şiirlerinde Hallac-ı Mansur’u andıran ifadeler kullanmasıyla idarecilerin tepkilerini üzerine çok çekmiştir. Kendisinin de Hacı Bektaş-ı Veli’den etkilendiği ileri sürülmektedir Görüşleri yöneticileri rahatsız etmeye başladığında... Mısır Çerkez kölemenleri hükûmdarı El-Müeyyed Şeyh’in emriyle Şam’da derisi yüzülerek öldürülmüştür. Cesedinin bir hafta halka gösterildiği, ayrıca öldürüldükten sonra derisini omzuna alıp 7 kapıdan aynı anda çıktığı rivayet edilir. Hacı Bektaş-ı (1281-1338) Osmanlı Ordusunda yeniçeriler Bektaşîlik kurallarına göre yetiştirilirdi. Bu nedenle Yeniçerilere tarihte Hacı Bektâş-ı Velî çocukları da denirdi. Ocağın banisi Hacı Bektâş-ı Velî olarak kabul edilirdi. Seferlere giderken yanlarında daimâ Bektaşî dede ve babaları eşlik ederlerdi. Bugün Balkanların her köşesine Bektaşîliği yeniçeriler taşımıştır. Ayrıca osmanlı’nın kuruluşu’na en büyük katkıyı sağlayan Aeliveler dir. En büyük zülmü’de, Yavuz Sultan Selim tarafında görmüş ve katledilmişlerdir. Yezid ve soysuzları... Muaviye’nin ölümünden sonra tahta geçen oğlu Yezid, biat almak için insanları zorlamaya başlamıştır. Durumu öğrenen Hz. Hüseyin buna şiddetle karşı çıkmış, önce Mekke’ye giderek yapılması gerekenlerle ilgili olarak güvendiği insanların fikrini almıştır. Bu arada vaktiyle babasının hilafet merkezi olan Kufe’den kendisini hilafete geçmek üzere Kufe’ye davet eden ısrarlı mektuplar almıştır. Bunun üzerine yerinde incelemeler yapmak üzere amcasının oğlu Müslim’i Kufe’ye göndermiştir. Onun olumlu raporları çerçevesinde hazırlıklara giren Hz. Hüseyin aile efradı ve yakınlarından oluşan küçük bir askeri birlikle yola çıkmıştır. HUNHARCA ŞEHİT EDİLDİLER Kufe’de Hz. Hüseyin lehine gelişen olaylardan haberdar olan Yezid harekete geçerek valiyi görevden alıp yerine problemi çözmesi emriyle İbn Ziyad’ı görevlendirmiştir. Duruma el koyan yeni vali önce halkı tehdit edip korkutmuş, ardından Müslim’i yakalatıp öldürtmüştür. Hz. Hüseyin bu olumsuz gelişmelerden yolda iken haberdar olmuş, Hz. Hüseyin’in yolda olduğunu öğrenen İbn Ziyad, başka bir görev için hazırlanmış Ömer b. Sa’d komutasındaki askeri birliği Hz. Hüseyin’in üzerine göndermiştir. Önce su yolları kapatılan ve teslime zorlanan Hz. Hüseyin ve küçük birliği ardından 10 Muharrem yani 10 (ekim) 681 yılında acımasız bir saldırı ile devre dışı bırakılmıştır. Kahramanca savaşan Hz. Hüseyin’in mübarek başı gövdesinden ayrılmış, ayrıca 70 dolayındaki yakını da hunharca şehit edilmiştir. Not geçmişini bilmeyenler geleceğe ışık tutamazlar! |