Sefilim ben
Sefilim ben
Biçareyim Mecnunum ben Divaneyim Yüzmeyi de bilmiyorum Zavallı ben Ne derinliklerinde kulaç atabildim bu hayatın Ne de sığlarında yürümeyi becerebildim Çekiliyorum,kendi iç sularıma Yüz verdiğim tüm ah’larımdan Şımarttığım acılarımdan Misafir olduğum günahkar gözlerden Çekiliyorum Benim yüreğim kan çanağı Acılarım açık yara Ne işim var benim Sahte dünya nimetlerinde Beni hüznüm sarmış hoş etmiş Dersimi almış da Ezbere geçmişim Ben Biçare,Ben Sefil Değişmeyen mevsimlerimin Tek mahsulü olan Ayrık otu ben Girdiğim tüm gönüller de yer etmişim de Hayatın kenarına öylece ilişik kalmışım Avaz avaz yazarım da şiirlerimi İçimden okurum tüm bestelenmemiş şarkılarımı Çizerdim görmediğim sevdaların resmini tuvalime Çıkmayan yollarda aradım sonumu hep Kurduğum hayallerden Hiç sağ çıktığım görülmemiştir Sürekli asarım Şiir’lerimi darağacına Öylece izlerim ilmekte ki Boğum,boğum ölümlerini İçimde Özgürlüğü elinden alınmış yaralı bir kuş var Aslında bir de kafesi açılmış vahşi bir kaplan İşte ben Tam bir doğal felaketim Sürekli ağıtlar yakan duygularım ve bedenim Büyük sarsıntının ön habercisi gibi Artçı sallantılarda ki aklımın ipleri koptu kopacak Darmadağınık dilime susturucu takmış gibiyim Gözlerim ise gözyaşlarımı kurşuna dizmiş Mutlulukları uzaktan çok uzaktan izledim de Seni hep içime attım HAYAT Heyhat var git üstümden hayat Sefil olan ben Sen de bir uçtan bir uca kurumuşum Benden ne mahsul alınır, ne de öşür |