BÖYLE GEÇTİ
Deli bir rüzgarın
Merhametine bıraktık Yaprak misali dökülen yılların Ahirini… Ne soran oldu Ne hal hatır bilen Tek tabanca yalnızlığımın Namlusunda bekleyen Paslanmış mutlulukların merhametine kaldı Gülüşümüz yüzlerde… Ne gidenler geri döndü Ne son yolcu çıktı kapıdan Yalnız durakların Yalnız bekleyenleri olduk hep Bundan sonrasına diyerek Mayalayıp durduk içimizdeki kederi Teselli olmayan yaralar aldık Hiç yoktan Hiç yoktan adını türkü yaptık dilimize Akordu bozuk dünyanın merhameti Diz boyu… Vurdukça kırıldık Telimize… Telli duvaklı yarınlar bekledik Karanlık geceler sonrası Gün oldu kalabalıklar içinde Vurduk dibine yalnızlığın Gün oldu Işıksız sokaklarda köpeklerle konuştuk Bir ekmek kırıntısına… Okşadık okşanmayan yaralarımı Kabuklar hoşça kal diyene Yaralarımız kanayana kadar.. Ve tükendik.. Ve bittik…. Azar azar… Oysa biz Bir dostun sesine hasret kaldık Düşerken gözyaşlarımız Yastıkların üzerine… Ulan bir merhaba Bir nasılsın Bir zıkkımın kökü diyen olmadı Kör kütük hayallerin üstüne… Gülen birkaç fotoğraf karesine Sığdırdık teselli makamından Gülüşlerimize… Saymadık kaç düşümüzü Kurban ettiğimiz kahpe gönülleri Ve sayılmadı adamlığımız Sevda yoklamasında… Kopsun inceldiği yerden Diyerek Kaç düğümü çözdük beyhude Kaç kadeh kırdık Kahretsin diyerek… Yalandan bile olsa Kaç kere duyduk Vurulduğumuzu Sırtımızdan… Deli bir rüzgarın Merhametine bıraktık Yaprak misali dökülen yılların Ahirini… Ne soran oldu Ne hal hatır bilen Tek tabanca yalnızlığımın Namlusunda bekleyen Paslanmış mutlulukların merhametine kaldı Gülüşümüz yüzlerde… Ali ALTINLI – 28/05/2016 Saat: 23:07 |