Eylül kaldı içim
bir yağmur gibi değildi
ama sırılsıklamdı gözlerimin içinde umutlar ve kırık dökük.. gecede yıldızlar gibi denizde Mavi gibi bir kalabalıktı bu kent, ben Martılar kadar yalnız... gökte güneşti belki aydınlatan günü... ben güneş’siz, ay’sız, yıldız’sız bir gök kadar karanlık.. bulutlar mesken eylemişti göğü rüzgâr alabildiğine usul ama içimi parçalayacak bir hırçınlıkta çarpıyordu -kesercesine nefesimi- ciğerimin en derinine.. caddelerde yol boyu ağaçlar yaprak döküyordu dökülüyordum bende sarı, solgun... Eylül gibi bir şeydi işte yokluğun, hüzün ve sevda dolu.. hep Eylül kaldı içim.. |