KAYIP GÜLÜN KADERİYüzündeki hüzün de nedir böyle Cihana bedel gamze yanaklı iken Şu yaşına kadar yetmez mi çile Gözlerim yolda, gelmeni beklerken. Dipsiz kuyular kazdım ben yokluğunda Üfül üfül esersin diye, kuyunun ağzına Başımı koymuşum can, sevda namıyla Sızan inci damlalar, derya olurken. Haykır ki aşkını, şaha kalksın asker Bir ben kaldım, alemde sana nefer Delmişim kayaları, kanasa da eller Küheylan gibi, çatlarcasına koşarken. Ey benim Kayıp Gülüm, meleğim Azap ikliminden, kurtaran yiğidim Şanındır affetmek senin, bilirim Çağır beni, o gül kokunu saçarken. Garibim, kimsesizim, biçareyim burada Kapanmaz yaram, artarken yokluğunda Bir sıcak nefes üfle, doğ yeniden ruhuma Bana da merhamet diye, ismini anarken. Hem sorularım, hem de cevaplarımsın Yorgun savaşçı gibi, aşkına dalmışım Çöken sisleri, hep isminle dağıtmışım Bir ziyafet sofrasında, çehreni ararken. Yollar kayboldu gidişinde Kayıp Gülüm Sensiz boynum hep böyle, iki büklüm Ne getirdin diye sararsan ahu gözlüm Varlığımla seni, dört gözle beklerken. Yağmurun sesi kısık, denizin rengi yok Rüzgar değiştirmiş yönünü, haberi yok Azalarım bihaber, kesseler acısı yok Sunulan şarabını, çekinmeden içerken. Benim yolum sevda yolu, sokağım sen Geceler bitmiyor, uzun, inan bir bilsen Efkar basmış sineleri, perde ötesinden Gül kokunun hayalini, her yerde ararken. Gel gecenin karanlığında, sessizce Lerzeye geliversin odam, gelişinle Dağlat sine’leri ki, o enfes nefesinle Kayıp Gülüm; seni yeniden anarken. Murat AYDIN |