İstanbul Kokulu Çay-2
İstanbul kadim şehir albeni sarmaşığı
Tarihin gözlerini ışıtan zaman gülü Hurufat ile kalem İstanbul’un âşığı Erguvanlar açınca gülen Leyla kakülü Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay Ah İstanbul her devir aşina olsak sana Boğaz’ın sularında ıslansa hayalimiz Kalubela’dan sana âşığız anlasana Tarih sayfalarında İstanbul renkli imiz Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay Nedim ki hatırına harfler ile kaynaşmış Taşına feda etmiş tüm acem ülkesini Boğazında yıldızlar mihrimahla oynaşmış Ay ki senin gecende olmuş efsane sini Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay Gönlümüz ne köşk ister ne kaşane ne saray Senin sokaklarında garipçe gezmek nimet Bize bengisu olur ikliminde içsek çay Sensiz zaferler bile bizim için hezimet Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay Erguvan mevsiminde senle olmak ne güzel Lâleler ayrı öykü sanki Leyla gülüşü Seni işlemiş çağa albeni tılsımlı el Hep sende mana bulur zamanın billur düşü Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay İstanbul çayımda renk gönlümde ahenksin sen Şahısın şehirlerin emsalin benzerin yok Ruhumda sırlı nakış ve hayalimde desen Gülüşün abıhayat kirpiğin gümüşten ok Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay Bu öykü bitmek bilmez anlatır kaç asır Erguvan rengi ile kaynaşır güzelliğin Seni beton yığını yapana bedduam sır Kırdılar mı ucunu bu çağda altın iğin Kızkulesi’ni sarar gece çöktüğünde ay Gül misali anlatır İstanbul kokulu çay İstanbul, 14.04.2016 İbrahim KİLİK |