1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1205
Okunma
Sevgili,
Ey iklimi ziya ve ey ezeli nur Efendim;
Kuru bir ot hükmünde olan ve
Şu fakir tarafından seni anlatmaya
Hiçbir şeyin kadir olmadığı ve olamadığı
En değerli zannettiğim değersiz sözlerimi,
Senin namını dile getirerek sözlerimi şereflendirmeyi
Başlara bir tac olarak sunuyorum.
İtilen, kakılan,
Ateşler içinde darmadığın taruman olan gönlümü
Babil kulesindeki asma bahçelerinin
Zümrüt yeşiline çalan, salkım salkım iştahları açan
Hani Hz. Adem’ in
Son nefesinde evlatlarından istediği
Cennet yemişlerinin efendilerinden
İnci inci dizili haldeki üzümleri andıran
O ismindeki heybet ve edepkar duruş,
Cezbediyor tüm insanları, kendiliğinden.
Gaye-i hayali nur-u cemal-i Muhammedi olan
Ve savaş meydanını teftiş halinde
Hain bir zındık tarafından kalleşçe arkadan hançerlenen
Büyük Veli Padişah Sultan Murad Han’ ın ismiyle
Ve kendi ismimi de onun adının arkasına
Bir kuyruklu yıldız gibi takarak
Ama sönmüş toz bulutu galaksilerinin
Yeniden bir şaha kalkma umuduyla sana seslenip
Gıyaben huzurunda el pençe divan durarak
Diyorum ki;
Bir kere daha, evvelden kardan beyaz
Nurani ışık yolcusu namıyla geldiğin gibi
Bir kez daha gel
Geçmişin karanlık izlerini aydınlığa çevir.
Şimdi gökler uryan, nefisler çakalları andıran
Fırsat avcısı seslerle bezeli halde.
Uğultuları vahşilikte sınır tanımıyor
Sensizlikten, yamyamlık hali sardı
Sanki küflü, paslı pala ve hançerleriyle.
İnsanlık topyekün sarhoş,
Sensizlikten kendinden geçmiş,
Ve gözlerindeki fer, fecr’e gebe,
Gel ki, gelişinle gebelikten kurtulsun millet.
Ser ver Ey Sevgili;
Bir sesleniver de dağın kör ve köhne yerinde gömülmüş
Şu fakiri yeniden kendine; ram eyle.
Neyzen gibi gel de,
Utansın dünyanın bütün müzisyenleri
Sadece sana odaklansın ve sesindeki
O enfes ve huzur eleyen, ummanlar kadar geniş dalgalarında
Kendilerini kaybetsin.
O dırahşan çehrende tebessüm eden halinle
Ve edepkar vaziyetinle bir kez daha gel ki;
Diri diri toprağa gömülen
Ve susuzluktan dudakları çatlamış
Ve ruhları ölmeye ramak kalmış biz bende’lere
Şifa oluver, oluver ki;
Yağmur, edebinden yerinden hareket edemesin
Ve bütün gözyaşı, hakkını sana devretsin.
Ve Ey Sevgili;
Sen gel ki, ben yeniden kalemimi alıp
Utanmadan, sıkılmadan,
Aşkınla çıra gibi yanıp tutuşmadan
Bir kez daha huzuruna çıkma cesareti gösteriyorum ama
Bakışınla bana nazar eyle
Ve affın ile şu fakiri ARAF meydanında
Sidretün Münteha’da şefaaatinin hak olduğu
O kırmızı kaplı defterinde
Benim de ismimi ne olur Allah aşkına
Nur’dan kalemin ile kaydeyle.
EY SEVGİLİ, en derin hürmet ve sevgilerimle….
Murat AYDIN
07/03/2014…. Bursa
5.0
100% (1)