Sen Gittin Ya
Ben seni her şeyden çok
Her şeyden biraz katarak Sesine sarılıp uyuyacak kadar Sevdim Seni böyle severken gittin Sen gittin Kendimi kaybettim Her gece Keder yastığım, hüzün yorganım oldu Kırılacak dalları kalmamış Kupkuru bir ağaç gibiyim şimdi Çıplak Hava çok soğuk, kanım donuyor Üşüyorum sensiz Sabaha yakın saatler Odamda yalnızlığın voltaları Cebimde bir kaç kuruşun ezgisine ritm tutuyor ellerim Parmak uçlarıma batıyor hayal kırıklarımın kırıntıları Sen gittin ya Kendimi öylece bıraktım hayatın boşluğuna Odamdan çıkmaz oldum Bakınıyorum dört duvara Duvarlar soğuk Gözlerim takıldı Duvardaki resimlerimize Gözlerim takıldı Bardağımda izi kalmış dudak izlerine Hüzünlü, sessiz, gözlerim buğulu şimdi Bir mesaj atsam iletilmeyecek kadar uzaksın Ya da görülse bile, sende Cevap vermeyecek kadar yabancı Öyle Öyle kaybetmişiz ki birbirimizi Bulamadım Ne seni Ne de Bende ki beni Sen gittin ya yar Bende kalan hırkan, saç tokan Burnumda unuttuğun kokun İçime düşürdüğün acı ne olacak? Sen gittin ya Etraf o kadar kalabalıkken Ben yapayalnızım Acelen neydi sevgili? Daha yaşayacak o kadar güzel şeylerimiz vardı Seni tanıdım ve dedim ki Bu kadından anne olur Ve öyle ki Ben ölsem gitsem Benim yerime baba da olur Sen doğmamış çocuklarımı benden aldın Hayatın böylesi işte sevgili Ben her zerre’ne muhtaçken Sana güneşi armağan ederken ilk bahar tadında Sesini, bakışını gülüşünü alıp gittin Benim canımın nasıl yanacağını Mutluluğumu Uykularımı ve sol yanımı hiç hesaba katmadan Yağmurlu bir ömür bıraktın bana Sen gittin ya Ay oldu, yıl oldu Hala yıktığın dünyamın enkazı altından çıkamadım Günler geçiyor da dünler geçmek bilmiyor Geçmeyen her dünde biraz daha sen oluyorum Biraz daha yok oluyorum Biraz daha çürüyorum Çürüdüğüm yerde yine sen filizleniyorum Sen, sen, sen Gitmedin hep bendesin. A. Haluk Fidan / Sen Gittin 13.03.2016 |