Şar dağını çınlatır, kınalı keklik sesi, Elbistan Pınarbaşı, yel vurur eser başı. Nağme olur dökülür, eksilmeyen neşesi, Elbistan Pınarbaşı, altındır toprak taşı.
Cennet nehirlerinden Ceyhan nehrinin gözü, Akdeniz’e yolculuk buradan alır hızı. Özlemi başka olur, yüreğe düşer sızı Elbistan Pınarbaşı, haz verir yazı kışı.
Bir yandan diğer yana uçması mümkün olsa, Dalıp suyun altından geçmesi mümkün olsa, Keşke herkes bu sudan içmesi mümkün olsa, Elbistan Pınarbaşı, dünyada yoktur eşi.
Toy olur, düğün olur, sevdalar yeğin olur, Öyle bitip tükenmez, hem de çok yoğun olur. Hele vatansevgisi ölene değin olur, Elbistan Pınarbaşı, nerde bunun gardaşı.
Gel yaşa doya doya, turlayıver kol kola, Güller sermek isterdim, gülün geldiği yola. Mahir takma kafayı, gün ola harman ola, Elbistan Pınarbaşı akmasın gözün yaşı Akarsa gözün yaşı, yakar aşkın ataşı.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ELBİSTAN PINARBAŞI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ELBİSTAN PINARBAŞI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Keklik sesi bir başka hava katıyor Elbistan'a.
Kutluyorum Üstadı.
Saygılarımla.