BİR VEFA HİKAYESİ (FASULYE)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Çanakkale Savaşları olduğu günlerde,Edremitli Halil çavuş,askerlik şubesine çağrılır.Belki oğlumuz Ali’den bir haber vardır.diyerek yola düşer.Giderken de hanımına derki canım çekti bir kuru fasulye pişir de akşama yiyelim.Ancak Halil bir daha dönmez.Alel acele Çanakkale cephesine gitmiştir.Eşi fasulyeyi pişirmiştir.Ama ne o akşam ne de başka bir akşam Halil çavuş gelmemiştir.Ancak eşi her akşam o fasulyeyi pişirmeye devam etmiştir.Geldiğinde hazır bulsun diye..
Çanakkale kaynadığı günlerdi
Gittin, devlet çağırmıştı gelmedin Gün dolandı vakit akşama erdi Sanki yolun boran kıştı gelmedin Varır tez vakitte gelirim dedin. Kuru fasulyeyi pek de severdin, Akşam soframızda olsun istedin Hazır ettim çoktan pişti gelmedin İki asker geldi seni sormaya Belki oğlumuzdan haber vermeye Sen de vardın kumandanı görmeye Her halde bir iş karıştı gelmedin Bir nefer yetişti telaş halinde Senden iki cümle haber dilinde Dedi "yarin Çanakkale yolunda" Katıldığın zor savaştı gelmedin. Duyduğum bu haber büktü belimi Kime arz edeydim gayrı halimi Sen de gittin bekler iken Ali’mi İki gözüm dolu yaştı gelmedin Düşmüşsün yollara alelacele Sanki koşa koşa gittin ecele Bu yaman ayrılık gelir mi dile Aylar geçti yıl dolaştı gelmedin Hep seni aradım köşe bucakta Kışın soğuklarda yazın sıcakta Kazanımız kızgın durdu ocakta Bazan da kaynayıp taştı gelmedin Gidişin gönlüme koydu ateşi Sanki batıp gitti ömrün güneşi Asker anasıydım şimd’oldum eşi Göz yaşım sel oldu coştu gelmedin Gördüğüme sordum Halil’im nerde Hangi cephededir hangi siperde Hayalini gördüm gittiğin yerde Yapraklarım bir bir düştü gelmedin Yılların ardından oğlumuz geldi, Birazcık da olsa yüzümüz güldü Evlendi yuvası, yavrusu oldu Torunlar boyumu aştı gelmedin Her gün o fasulye pişti muhakkak Sofrada hazırdı fazla bir tabak Yıllar geldi geçti söktü kaç şafak Sabah oldu gün kavuştu gelmedin Her akşam umutla bir sofra kurdum Geleceksin diye bekleyip durdum Ben de göçüyorum denkleri vurdum Kervan kalktı yol uzaştı gelmedin. Bir ömrü tükettim yol beklemekle Günler saydım bu gün yarın demekle Oğlumuza dedim gelecek bekle Düşünmekten aklım şaştı gelmedin. Alırım kokunu esen yeldedir Bilmesem de hangi dağda beldedir Yüzün bir cephede açan güldedir. Anladım ki son gidişti gelmedin... |